7
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
1429
Okunma
Bir ağaç altı geç zaman
Oturup İstanbul’un bir akşamına
Destur ile
O dilsiz sevgiliyle muhabbette
Müruru zaman keskin bir kül kokusu
Bıçkın kalbimizden ince bir sızı
Eksik varsaydık latif cismi âlinizi diyecek zan ile
Siyahın en derin yerinden pusatsız çıkıp
O hüzünlü sesinden
O deli anından mihriban deyesiye
Üşüdü alev üşüdüyse terennüm bile isteye
Şimdi sen de geç, verdiğin yeminden
İki eli kanda kendiyle kanlı bıçaklı
Bütün kuyularda tebrizli bir derya
Mevla arası bir ahde vefa
Yıldızda akşam sefası
Kanat vurup destur ile kuşlar da geçsin üzerimizden kalksın helâllik
Tek kelam kalsa geriye sizden bihakkın
Eyvallah olsun
Eyvallah
18.ocak/ jüli d