Sis perdesi ardına saklanmış,koyu...
Naftalin kokulu bir günde düş sokağı.
Hayallerim yaban...Yorgun ve asi
Gençliğim tozlu raflar arasına kaldırılmış
Keskin bir buz kırağı

Ellerimden kayıp gider suya hasret yıllar
Bedeviyim çöllerinde hüsranın
Bir keşmekeş alkış tutar sahneme
Yolcuyum köhne garip dünyanın

Koşar adımlarla geçerim hayallerinizden
Envai çeşit sargılarla örülmüş kafeslerinizden
Ruhumdaki zincirler kırılsa da birer birer
Gök kadar özgür olmak pahasına!!!
Haykıyor benliğim...Yürü...Bakma ardına.


Samyeli misali inceden bir sızı...
Fikir deryasında boğulan gülüşlerim
Bilmem hangi bahar güneş görecek??
Ey Allahtan korkmazlar!
Bu garabete hanginiz dur diyecek?
Yok mu içinizde yangınıma...
Bir yudum su dökecek???

Durdum.. Daldım...Düşündüm...
Sinsi bakışlarınızda akbaba gibi...
Kasvetten medet umdum...
Seyyah göründüm.
Siz beni ararken tepeler ardında..
Ben kuş uçmaz kervan geçmez
Bir hilkate büründüm...