MADENCİLER
Yüzü, gözü elleri
Her tarafı
Kömür karası
Gönül yarası, bahtı karası.
Hicran yarası,
Gözyaşı fakirlik belası.
Kanlı kuru
ekmek parası...
Ölüm tuzakları.
Kömür ocakları
Maden ocakları.
Sırasıyla gelen
ölüm sırası.
Ölüm tuzakları...
Acı
ekmek, hicran yarası
Ocaklarda madenlerde
ölüm fırtınası !
Fakir fukarası
Bahtı karası
Kanlı
ekmek parası...
Üç kuruş verirler eline
Kuru
ekmek parası,
Sıra sıra, ağır ağır gelir,
Madenciye
ölüm sırası..
Cenazeleri bu gün kaldırılır.
Yarına gelir diğerinin
ölüm sırası !
Ömür törpüsü,
gönül yarası
Açlık, fakirlik, yokluk belası
Kandır, göz yaşıdır, çiledir
Madencinin alın teri
Helal
ekmek parası...
Ne yazık ki
çocuklar evde
Baba bekler,
ekmek bekler
Dertleri sorunları,
ölümleri birbirine ekler..
Yarın
ölüm sırası bende mi diye
Madenci sessiz
ölümü bekler !
Bu gün grizu patlar
Yarın ocak çöker
Bir gün su patlar
Gider vurdum duymazlıkla
Tedbirsizlikle...
Bu gencecik hayatlar...
Anası ağlar
Suda ocakta kalan oğluna...
Çamurun içinde
Çamur olmuş cesetler!
Madencinin ölüsü
Ne
zaman çıkacak diye
Analar,
babalar, eşler,
dostlar,
çocuklar, akrabalar
Türkiye’m
Günlerce
gözyaşıyla bekler...
Yetim
çocuklar
babasının
Cansız cesedini özler, bekler...
Sızlar, kanar, yanar vicdanlar yürekler !
Bu son olsun inşallah
Soma’lar Ermenek’ler...
25.11.2014
Duygusal Şair
İsmail Gökçe
Denizli