9
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
555
Okunma

acıların nefretlerin öfke kusan lavlarını içtim de
ateş tufanlarının kızıl kanatlarında yandım öksüz kuşlar gibi
feleğin ağulu ellerinden paslı cımbızlarla tek tek etlerimi yoluşlarının
acılarımın korkularımın izlerini kimseye belli etmeden
umutlarımı gözyaşı nehirlerinde yıkayıp
ecelin kömürden kara gözlerinde
kuruttum da
geldim
indim cefanın soykırım dibine
düşmanlarımın zil takan koyunlarında yatıp
ağızlarından tütsülü zehirler içtim de derd-i belâların
şer dudaklarından sıyrılıp ayılamadım
hiç sabahlara
güneşe ve gök kubbeye dikip gözlerimi dua dua ağlayıp
için için sızlanıp canımın ayaklarımdan çekildiğini
ruhuma fısıldayıp da geldim
insanlara gülümseyen sahte simamla
hiçbir şey yokmuş hiçbir şey olmamış havası yaratmaksa
hangi zekamın üst seviyesi
bilemedim
eğer bu anlattıklarım
sizlere bir şey ifade etmediyse bir şey anlamadınızsa
çok şanslısınız ki acıların ve korkuların merkezine hiç inmemiş
kıyısından bile teğet geçmemişsiniz ölüm uykularına
hiç uyandırılmamışsınız
çıplak elle hiç ateşleri avuçlamamış
çıplak ayakla korların üstüne basıp basıp hiç geçmemişsiniz
kör kurşunlara karşı kalbinizi ruhunuzu
göğüs gere gere açmamışsınız
ve felekle ölümle
burun buruna gelip hiç sarılıp kucaklaşmamışsınız
toprağınızdaki dili çatal sürüngenlerle hiç karşılaşmamış
hiç filizlenmemiş ki sizin gözlerinizde
zakkum çiçekleri
nerden bileceksiniz ki gündüzlerin gecelerin içinde
nasıl mum gibi eriyip aktığını
dualarla yatıp dualarla kalkıp hiç uyuyamadan
gece nöbetlerinin ahkam kesen zorluğuna direndiğiniz
sokak lambalarının sarı ışığında uçuşan sineklere böceklere imrenmişliğiniz
bahçelerde özgürce salınan rüzgârların şuh nefes aralıklarında
efil efil sallanan sıklamen renkli begonvillere bakıp
derin derin iç çekip yutkunduğunuz
olmadıysa
siz hiç anlayamazsınız felek savaşlarının kudretli azametini ve kıyımlarını
ölümün sokaklardan mı yataktan mı ya da bir iğnenin ucundan mı
ya da düşmanınızın hangi tuzaklarla hangi kollarla geleceğini
düşünüp dert ettiğiniz olmuş mu
dilinize vurduğunuz kilitlerle
ve ölüm kalım meseleleriyle kaç yılınızı pisi pisine hiç ettiğiniz
konuşmaların bir faydasının olmayacağını kimselerin bunları anlaması
yerine duymaması için ya dilinizi dudağınızı kanattığınız
işte ben cehennemin değil
cehennemlerin ateş saçan göbeğinden çıktım da geldim
kendi panzehirlerimi kendim bulup içtim de geldim
kendi sıratımın köprüsünden kendim kanatlanıp
havalanıp da geldim
yer ve gök şahitliğinde
tüm bu olanlara kasırgalar tufanlar şimşekler yağmurlar bulutlar
dolunaylar ve geçen uzun seneler bile inanamadı
öylece arkamdan baka kaldılar
bir çift kanadı kırık güvercinin kanlı gözlerinden içli içli akan
şelâlelere yurt olan bedestânlar gibi
............
ayşe uçar
0312202415:18