0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
217
Okunma

Kasım vedasıydı zamanın..
Ben gibi
Can suyu çekilmiş,
Rengi solmuş,
Eylülün hazanına gösterdiği
Direncinden de eser kalmamış,
O
Bir zamanlar
Zümrüt yeşili
Su yürüyen
Tekmil damarları kurumuş,
O son yaprak var ya
O son yaprak,
O da
Kuruyup düştü işte
Dalından!
Şimdi;
Dal mı küssün
Bu cansız yaprağa?
Yaprağın savruluşu
Dalın cım cızlak kalışı
Dank ettirdi taş kafama,
Onun öyküsünde
Yer yokmuş bana,
Anladım!
Anladım!
Görülmemiş
Tükenmiş bir yaşam
Bir Öykü
Bir roman gibi
Sil baştan yazılmaz ki!
Dilimi mühürledim de,
Lakin
Topal tavşanın
Dağa küsmesine
Hiç benzemedi ki,
Benim aşka küsmem!
Oysa ki;
Getirisini götürüsünü,
Artısını eksisini,
Yani anlayacağınız dostlar,
Hiç bir zaman aşkın
Matematiğine bulaşmadan sevdim..
Önceliği karakter olmayana
Ne anlatabildim,
Ne de anlaşılabildim..
Dört işleme
Ve de Cingöz Recai’ye takla attıranlar
Da,
Mazhar olamadı sevgime,
İlgime!
Hal böyleyken;
Yıllar yılı
Havlu bile atmadan
Umut denilen
O yosmanın peşine takıldığımdan,
Her defasında
Ben oldum kaybeden
Maşuğun
Bana reva gördüğü
Hayali cenderede,
Umudun ringinde,
Bir türlü görmek istemediğim
Gerçeğin kroşeleriyle
Ben oldum
Hep ben oldum
Nakavt olup yenilen..
Sizin olsun......,
Al senin olsun,
Bu ulan
Bu bayat hayat,
Metelik bile etmeyen,
Tedavülden kalkmış
Boş beleş bir umut,
Ah bir de
Şiir dizelerimi
Şahsına münhasır ve üretken kılan
Benim şu aptal sevilerim..
01/ARALIK/2024
5.0
100% (2)