5
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
543
Okunma

turunçsu bir mermerin parlaklığında güneş
birazdan renklerin ahengi karanlığa dönüşecek
masumiyet karinesine bürünecek tüm suçlar
kötülük biraz daha sinsi biraz daha sessiz
yürüyecek
ölü duyarsızlığında uykuya yatacak düşünceler
kiminin siyah beyaz zihninin alçak oyuklarını örtecek rüya kuşları
kimininse kabuslar cennetinde kolu bacağı çekiştirilecek
bense uykusuz karanfil
her iki tarafa da uzağım bu gece
başımdaki ağrının davul çatlatan gümbürtüsüne aldırmadan
eski ama yarım kalan bir dizinin son bölümünü bulma mutluluğunu yaşarken
uzanıp rahatça çekirdek çıtlatacağım
diziyi izlerken saatler bir uzayacak bir kısalacak heyecandan
umarım düşündüğüm kötü son düşmez buruşuk avuçlarıma
düşerse de ne gam biraz hayal kırıklığı alsa da ellerimi gözlerimi
umursamazlıkla ovuşturup şapır şupur silip
Yarabbi şükür çekeceğim
antremanlıyız bu durumlara oyun içindeki oyunlara
insanlık var mı derseniz yok kayıp
ruhu gitti can çekişen gölgesi kaldı zindanlarda paslı kafeslerde
adı nerede saklı mutluluğun ve yaşama sevincinin
hangi dipsiz kuyunun ağzında inliyorlar kim bilir
kötülük azgınlaştıkça kandan kana yollar yapıp sulayıp geçti
devrin tüm parlak çiçeklerini
haber izlememeye yeminliyim narin olayından sonra
çünkü aklımın her noktasına her zerresine çiviler çakıldı matkapla delikler açıldı
hala içime içime akıyor kanlı iltihaplı yol kıvrımları ölümlerdeyim
Allahım! insan ailesine güven teslimiyetini de bırakacaksa
artık yaşamayalım biz
herkes kalp yerine bir avuç etle yaşasın kurtlu bedeninde
elindeki bir tas yemeğini de kurtlarla paylaşsın
herkes koynunda yılanlar sürüsü beslesin
başka nasıl yaşanır ki bu cehennemde
ah! ketum çakallar dünyası
sende alıştın balçığa zulüm tapınaklarına ve kan gölünden kabaran denizlere
sana da tilkiler sansarlar saldırdı kurtlar uludular kalın ensene
insanlık gibi senin de dizlerin kırıldı ellerin parçalandı
aklın karıştı dönemedin bir daha kaskatı kasıldın
olduğun yerde
biz buralara nasıl geldik ah! sen nasıl düştün bu tuzaklara
yıldız tohumlarının içinde ölü bir sap gibi dikildin hiçliğe sonsuzluğa
utanmanın zehrini içtin öldün kahrından
içimdeki keskin yara acıma tırnaklarını geçir tenime kanat
tekrar tekrar sızlat burun direğimi akıt kahırlar çeşmesini
üstüme savura savura
gecenin küflü ayak izleri geziniyor tepemde
............
ayşe uçar
21120240634