16
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
632
Okunma

Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan genç bir adam vardı. Bu adamın adı Ahmet’ti ve hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşmıştı. Ahmet’in en büyük tutkusu müzikti; eski şarkıları dinler, melodilerin içinde kaybolurdu. Ancak, hayatındaki hüzün, bu melodilerin tatlılığını gölgelerdi.
Bir gün, Ahmet kasabanın eski bahçesinde dolaşırken, solgun güllerin arasında oturup düşüncelere daldı. Bu güller, bir zamanlar rengârenk ve canlıydı, tıpkı Ahmet’in gençliğindeki umutları gibi. Şimdi ise solgun ve bükük boyunluydular, ama hâlâ bir direnişle var oluyorlardı. Ahmet, bu güllerde kendi hayatının izlerini gördü.
Gözleri uzaklara dalarken, geçmişin izleri beliriverdi zihninde. Kelimeler boğazında düğümlendi, söylemek istedikleri duygularının ağırlığında kayboldu. Solgun güllerin sessiz fısıltısında, yalnızca onu bekleyen hüzünle buluştu. Bu hüzün, hayatının bir parçası olmuştu, ama aynı zamanda onu olgunlaştırmış, büyütmüştü.
Ahmet, her hüzünlü anının aslında yeni bir sabaha gebe olduğunu fark etti. Gecenin en karanlık anında bile, bir umut saklıydı. Solgun güller bir gün yeniden açacak, kökleri derinlerde yeniden canlanacaktı. Hüzün, bir dost gibi gitmeye hazırlanırken, Ahmet’e hayatın döngüsünü öğretti. Her solgunluk, bir yeniden doğuşun habercisiydi.
Ve bir gün, hüzün de solgun bir yaprak gibi döküldü. Onun yerine, baharda tomurcuklanacak umutlar doldu. Ahmet, o bahçenin köşesinde yeniden yeşeren hayatın kendisini gördü. Her solgun anıyı yeşerten taze bir nefesle, hayatına yeni bir başlangıç yaptı. Ahmet, artık hüzün olmadan da güllerin yeniden açabileceğini biliyordu.
Zamanın yankısıdır hüzün,
Bir melodinin unutulmuş
notasında saklı,
Kimi zaman tatlı
bir ezgide gizlenir,
Kimi zaman
acı bir çığlık olur,
Eski şarkılarla
buluşur sessizce,
Titretir yürek tellerimi
ansızın,
Her tınıda bir başka
anı uyanır,
Her anıda bir başka yara
yeniden açılır.
Kelimeler boğazımda
düğümlenir,
Söylemek istediklerim,
Duygularımın ağırlığında
kaybolur,
Ve gözlerim
uzaklara dalar,
Solgun güllerin
sessiz fısıltısında,
Bir geçmişin
izleri belirir,
O bahçenin
köşesinde,
Yalnızca beni bekleyen
hüzünle
buluşurum.
Bir zamanlar
rengârenk olan
o güller,
Şimdi solgun,
bükük boyunlu,
Ama hâlâ bir direnişle
var olurlar,
Ve hüzün,
onların yapraklarında
gezinirken,
Bana fısıldar,
hayatın döngüsüdür bu;
Her solgunluk,
bir yeniden doğuşun
habercisidir.
Ve bilirim ki,
Her hüzün,
yeni bir sabaha
gebedir,
Gecenin en karanlık
anında bile,
Bir umut saklıdır,
Görünmeyen bir ışık,
Solgun güller
bir gün yeniden
açacak,
Kökleri derinlerde
yeniden
canlanacak.
Hüzün bir dost gibi
gitmeye
hazırlanacaktır,
Ama gitmeden önce,
Yüreğime bıraktığı
o izleriyle,
Beni büyütür,
olgunlaştırır,
Her iz,
bir ders,
bir sabır öğretisi,
Ve bilirim ki,
Hüzün olmadan,
O güllerin
yeniden açması
mümkün değildir.
Bir gün,
hüzün de solgun
bir yaprak gibi
dökülecek,
Ve onun yerine,
Baharda tomurcuklanacak
umutlar dolacak,
O bahçenin köşesinde,
Yeniden yeşerecek
hayatın kendisi,
Her solgun anıyı yeşerten
Taze bir nefesle...
HÜZÜN GEMİSİ KAPTANI
5.0
100% (22)