2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
288
Okunma

Şirin’e rastladım gönül dağında,
O güzellere has nazı kalmamış...
Sorma! Dedi. Ferhat yoktu yanında:
Karşıma çıkacak yüzü kalmamış...
Yâr yoluna baka baka yorulmuş,
Yaşlandıkça kâhır çekmek zor olmuş,
Dedi ki: Ferhat’ım başka yâr bulmuş:
Gönlünde vefânın izi kalmamış...
Nerde bir bakışa ömür veren yâr
Nerde her zorluğa göğüs geren yâr
Gözünü kırpmadan nâr’a giren yâr;
Şirin’e diyecek sözü kalmamış...
Şu dünya sarsılıp, kopsa yerinden,
Sanırdım ki Ferhat geçmez yârinden,
Söküp atmış beni yâr yüreğinden:
Sönmüş âşk ateşi közü kalmamış...
Sararıp, soldurmuş zaman yüzünü,
Sildi, arkasını dönüp gözünü,
De ki: Şirin almış kefen bezini;
Gayrı bu dünyada gözü kalmamış...
De Hicranî’m, Şirin nasıl dayana,
Sevdamızı kurban verdim zamana,
Öyle bir baktı ki, son defa bana:
İçinde en ufak sızı kalmamış...
Nuriye Akyol
26/7/2023
Görsel alıntıdır.
5.0
100% (9)