1
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
266
Okunma

Beni böyle titreten karın ayazı değil
Kökünü inkâr eden, budanmış soy üşütür.
Çağırmadan gelmeyen dostların nazı değil
Muhabbetsiz içilen, sohbetsiz çay üşütür.
Gökyüzüne uzanır modern çağın evleri
Çocuklara muhâlif, süslü ev köpekleri
Sakallar türlü çeşit, kıyafetler serseri
Cemaatsiz camîler, ezansız köy üşütür.
Ne idüğü belirsiz yetişen divaneler
İçin de ruh olmayan, imânsız viraneler
99 ile bağ kurmayan imameler
Besmelesiz çekilen hedefsiz yay üşütür.
"Oku" buyurdu Rabb’im, Yaradanın adıyla
Hayatın üçte biri geçer dedikoduyla
İnsanlık na’ra koşar, kelebek inadıyla
Kara kışın dışında bizi her şey üşütür.
Baş köşeden yönetir, televizyon evleri
Sandığa kaldırmışız eski gelenekleri
Aşkım ve kuşum olmuş, sevdanın delilleri
Şimdi değer kaybeden, hanım ve bey üşütür.
Müslüman beldesinde Kur’ân garip kalıyor
Kıblenin özlemiyle seccadeler ağlıyor
Fatma’lar türbanını hörgüç gibi bağlıyor
On santim papuç ile uzayan boy üşütür.
Diplomasız olana mâl edilir cehâlet
İmansız gönüllerdir gerçek ehli harâbet.
Kur’ân okunmaz hâfızım, yaşanır âyet âyet!
Aşk ile söylenmeyen, dildeki "Hay" üşütür.
Vatanımda huzur yok, gezerim boynu bükük
Bir acı ki, kalbimin her yanı kırık dökük,
Yâ Rabb! Çok ağır bize, merhamet eyle bu yük;
Sisler ardında kalan şems ile ay üşütür...
Hicranî müslümanın kederi, gamı bitmez
Bülbül ateşe düşer , kat’a gülü terketmez
Mevlâ râhmet etmese, kulun âmeli yetmez
Günâh kefesinde ki, ufacık tüy üşütür...
Nuriye Akyol /28/2/2021
Görsel alıntıdır.
5.0
100% (15)