Yanağında bir damlacık gamzecik
Tebessümle doğmuş belli ki o tazecik
Tele konmuş serçe gibi ürkek
El versem elimi tutacak gibisin üstelik
Söyler misin ey yâr, hangi iklimlerin mevsimisin sen?
Ve ellerin öyle narin, öyle incecik
Bakışların
hasret kokar üstelik
Öylesine sığ, öylesine derin
mavi gözlerin
Bir bakışınla düşlerime baharı getirecek gibisin
Söyler misin ey yâr hangi iklimlerin mevsimisin sen?
Ilık ılık esen meltemi andıran nefesin
Fesleğeni okşar gibi hafiften
Ruhumu hapsederken haleti ruhuyen
Kim bilir hangi alemlere
Taşımak için süzülür
bakışların gözlerinden
Söyler misin ey yâr hangi iklimlerin mevsimisin sen?
Tül tül dökülürken zarafet sözlerinden
Güle eğilmiş koklar gibisin incitmeden
Sen ki inci tanesi değil misin
zaten bezmi elestten
Sen ki göle inmiş ceylan
Haydi iç bir yudum abı hayat denilen iksirden
Söyler misin ey yâr hangi iklimlerin mevsimisin sen?
Bir gamzenin nasıl da
meftunu olmuşum bilmeden
Hâlâ izlerini taşırım yıllar öncesinden
"Çok soğuktu ama olsun" derken
ayazı içimde hissettim
Kor ateşlerde közlenirken
Söyler misin ey yâr hangi iklimlerin mevsimisin sen?
Sana meylimi farkettim
Yanıp yanıp tutuşurken
Bakışlarında sürüklenirken
Nefesimi tükettin bilmeden bildirmeden
Söyler misin ey yâr hangi iklimlerin mevsimisin sen?
Kar üzerinde yürüdüğün
izlerin bile silinmemişken
"Her hal geçici de değilmiş"
farkettin mi bilmem
Oysa senin için çıkılan yollar
bu kadar kıymetliyken
Sana çıkıyorsa o yolun sonu mütemadiyen
Bir çift gözün yokluğudur
nefesimi kesiveren
Söyler misin ey yâr hangi iklimlerin mevsimisin sen?
Aşk’la
Ahmet ŞAHİN
22.03.2022