10
Yorum
35
Beğeni
4,9
Puan
431
Okunma

’’
’’Senin adın hala ruhumda yankılanır
Hep bu son diye kaç şiir yazdım
Aşkın şiire sığmazmış anladım
Sen çıkarsın diye şehrin sokaklarını arşınladım
Aklım çıktı sen karşıma hiç çıkmadın
Bilmiyorum ne zaman son bulacak
Ya bu çark kırılacak ya da gönlüm çatlayacak
Vereceğim ateşe dili olmayan bu dizeleri
Belki külü anlatır o zaman sana bu tarifsiz sevgiyi
Mühürlensin güzelliğin benden başkası bakmasın’’(Alıntı)
Özge düşler özgür gülüşler şehrinden geliyorum, Lavinia:
Aşkın mühürlendiğinden ve senden gayrısı gelmiyor aklıma
Sona meyyal idim doğduğumda
Sonra seni gördüm rüyamda
Acımdı iştirak eden bu aşka
Açılımı hasret
Açmaza düştü mü de yürek
Aymazlığında mevsimin
Tutsun ellerimi Eylül ve ruhunun
Uçuşan tüllerinden biçtiğim bir yelek misali
Uğurladığım kadar yaz mevsimini
Ayaza kalacaktır belli ki bu hikâye
Oysaki henüz başındayız hazanın
Eylül biçip hüzün içtiğimiz
Kavşakların
Şarkıların tema’sı iken aşk
Temas etmeden sevdiğimsin
Hatta görmeden
Yanımda olsan bile özlediğimsin
Öznemle sakit sen ve düş ülkem
Çizmeyi aştı gölgeler
Mihrabını şiirle diktiğim imgeler
Baydı bazen mevsim
Kalibresi neydi sahi ölü nefsimin?
Azadesi bu aşkın
Nefesi ölüm korkan şaşkın melek
Kayrasında düşlerin kimse artık bu aşka haset
Kimse kim deşildikçe yürek
Devşirmenler misali boyut atladığım şanlı tarih
Varsın tekerrür de etsin hani
Edimlerde saklı hayal gücüm
Hayallerden diktiğim örtüm üstünü örttüğüm
Şarlayan bir yabancı
Üstü kalsın, dedi
Yâdında mazinin
Asla da ümitsiz değilim
Bir makamsa baş koyduğum
Ya da meram
Bir boyutsa asılı kaldığım
Şiir dolu ölümcül yaram
Yamalı göğün yankısı
Çocukların artık inanmadığı leyleğin getirdiği
Neyse ne işte meylettikleri
Ölü şehirler
Ölü bedenler
Işıyan gözlerim
Bir şiir deyip de geçmemeli
Nelere nelere meyleder?
Horasan tepesinde baş veren
Savaşın ufkunda barış esen
Bağnaz değildir de öfkem
Bilmem kaç baytsa şiir haznem
Yazmanın ilahı değilim
Yazılmaya dair yazgımla koştuğum Rabbim
Ve sen Lavinia, uzaklardan gelse de sesin
Ses etmeden peşindeyim
Şiarım aslında sadece iç haznem
Hazinem sevgim ve sen
Haşmetli yolcuğun nüktesi
Yağan yağmurun bedeli
Yağmalanmış iken iç sesim
Dışımda patlak veren bir savaşın
Sinyali adeta yakalandığım
Sağanağın saklı vedasında neşreden
Bin bir edalı cüssemden değil
Bin mizaçlı şiirle hemhal
Bin bir geceye uzanan Şehrazat kim ki Lavinia?
Sensin benim en güzel eserim
Ve de esaretim
Ölü imgeler ülkesinden geldim
Ölümsüzlüğe kucak açan
Dinmezken hasretim
Dimağımda sen
Sende ben
Ben ise çoktan ben olmaktan çıkmışken
Ve işte sevdam
Ve işte kalemim
En şatafatlı yalnızlığa hükmeden
Yaşam değirmenim
Çarklarında b/ölündüğüm
Çırpı bacaklı kalemimle ilhamımla
Öğündüğüm
Safi mezar
Sair şiir
Yarınlara kaldı ömür
Kubbem ve cübbem
Cahilce seni sevdiğim
Almadığın selamımda da bin kere öldüğüm
Çapaklı gözlerinde mevsimin
Aşk ve de Eylül rütbem
Nice makamdan çaldığım
Bu şarkının son durağı
Gamlı notaların da firarı
İzini sürdüğüm gizin feryadı
Sensin çehremde saklı sen
Siman ve simyacı kalbim
Yarınlarla hemhal bir misafir iken
Hem kalbimde hem kabrimdesin Lavinia
Yeter ki gel Eylül bitmeden…
5.0
96% (25)
2.0
4% (1)