ne çıkardı ki
karanlığı bitimsiz zamanlar
az daha boyansaydı beyaza

biliyorum
bundan böyle seyrimde sadece anılar olacak
tıpkı
çift direkli yelkenlilerin demirlediği gibi
artık derinlere gömülecek sesim


ah ah
bakakaldım öylece ardınızdan
kızıl saçlı bir yaz gibi
gidiyordunuz her biriniz bir başka yöne
Avşanın her koyunda
ve her sokağında izlerinizi bırakarak

söyleyin
gecelerin ve günlerin boynuna hangi kalabalığı sığdırabilirim şimdi ki
her damlasındaki ıslaklığına ihtiyaç duyduğum
sarı hırkasını giymiş sonbaharın kollarında üşüyorken

biliyorum hazanın hüznünde ısıtacağım kendimi
renkli yelpazede gökkuşağı kareler
karelerde erguvan yürekler


uzatacağım umudun kollarını yine
pembeler giymiş bir erguvan ağacına
usulcacık duyulacak tınısı şiirlerin
ve başlayacak yağmurlar gözlerimde
çisil çisil vuracak damlaların saflığı
sol göğsümde yanan ateşe


evet
Marmarada günbatımı anı
sarı kırmızı turuncu renklerde
süzülür bir kadın elinde beyaz bir mendil
rüzgarın okşadığı dalgacıklar
ve ardınızda bıraktığınız özlemler

ötelerimizdeki güzelliklere
ve kavuşmalara demirleyerek şamandıramı
erguvan işlemeli kimonasıyla
susku dolu bir geyşanın gülüşünü bırakıyorum
kristal zamanlara

çünkü benim gördüğüm RÜYA değildi dostlar
yıldız yıldız yağmıştınız Avşaya


09/Ekim/2008

Avşa Ekim Günlüğüm



Figen Yarar
(Adali)