( O l a s ı l ı k )


( ben gecenin içinden
gece benim sesimden geçiyorken
hüzzam makamında bir tınıydı zaman..! )

ah
bir anlık gaflet miydi
bizi sürgüne gönderen
yoksa
yoksa kocaman pişmanlıklar mıydı
inceldiği yerden kopsun dedirten


oysa
duyumsadığımız ses
aldığımız nefesiyken birbirimizin
şimdi
uzun uzun susuyoruz şiire

kara yağız bir geçmişin
dilimizde biriktirdiği nedametlerin tortusu
dudaklarımızda tedirgin bekleyişlerin
onulmaz korkusu
yalancı bilinç kaybımız için
harmanlayarak nikotinle alkolü
kana kana içiyorsak da zamanı

kim bilir
yağmur kuşlarını bekliyoruz belki de
derin derin bakışarak
bir aşk’ın kar yağışlı zamanından gelip
yaz sıcaklığını hissettiğimiz kumsalda
yeniden sevişerek
buz tutmuş duygularımızı çözmeyi

hafif hafif bir imbat
yıkarken yüzümüzü
kavuşurken gün geceye
kızıl yatağında
martı çığlıkları ve dalga sesleri
ürpertip coşturarak yüreklerimizi
yeniden varlığını duyarız sevdanın belki de
kim bilir…

( bazen ölümü hissetmek gerek
tekrar dönebilmek için hayata….! )

02-08-2010

Avşa Günlüğüm