5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2728
Okunma

olur ya
bir gün nedamet çalarsa kapını
bana doğru düşersen yollara
bil ki her adımında vicdan azabı
her adımında incinmiş yüreğimin
inleyen tınısını duyacaksın
ama bir daha asla beni bulamayacaksın
dönüp ardına bakma sakın
ruhum ruhsuzluğunla dargın
sıfırın altındaki soğukluğunla
buzdan bir heykele dönüştü varlığım
ne ellerinin sıcağı
ne de gözlerinin yakışı
dindiremez bıraktığın acıları
dipsiz ve dilsiz bir kuyuda
hak etmediğim yüklerini
yüreğimde biriken bu üvey kini
gözlerimde kabaran öz öfkemi
kusuyorum lanet ederek sana
hiç tanıdık olmayan
derinliğini bilmediğin sularda
teni tenine yabancı kollarda
emanet sevilerin yönsüz rüzgarlarında
savruluyorken sen
pişmanlıklarının siyahı akıyorken terinden
kimsesizliğin ayazı tir tir titretiyorken
sabrımın rüzgarları vuruyor mu yüzüne
dedim ya
bir gün nedamet çalarsa kapını
bana doğru düşersen yollara
işte o an kendin göreceksin
hiç üzerime yakışmayan rolleri
nasıl yakıştırmışsın bana
nasıl kıymışsın bu ölümsüz aşka
dibe vurduğun gün
en derin nefesini al
çünkü soraracağım sana
kaç uçurumdan düşen uctuğunu sanır senin gibi
hani nerede emanet sevilerinin kanatları
zaten hiç yoktular değil mi
bize dair
yaşanmış ve paylaşılmış neyimiz varsa
sende adı yalan da olsa
benimle birlikte yaşayacak
öldürmeyeceksin asla
ama sen öldün bunu bil..
geçmişe dair ise
ölmeyecek bir aşkın acısı
unutulmaya mahkum bir ölüm kaldı yüreğimde...
Figen YARAR
20/Ocak/2008