1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1444
Okunma
aydınlık ısınırken gün doğar şehre
pamuk şekerden bulutlarım pembe
hava taptaze toprak ise hasrette
ağaçlar bile hazır gelmesini bekliyor
sanırsam dünkü rüzgar söylemiştir
söylemese şu tabiata malum ya
evden çıksa misal bassa yere
toprağa bir renk bir lezzet karışır
gökyüzü bir an olsun titrer
ortalıktaki kuşlar yönlerini şaşırır
ah ulan ah
öyle bir güzellik salar işte şu dünyaya
o kuvvetle tüm erkekler diziliriz yoluna
bugün gözlerini açamadı güzelliğim kapalı
beni sevmese bile gözlerimin sevgili kadını
rüyasına giren erkeği bulmadan hazırlanmalı
yalanlarımı çiçeklerime bulayıp
ceblerime doldurduğum aşkımla
yalnızlık kokan nefesimin izninde
yaklaşmalıyım yanıbaşına yani kadına
gün ısınmadan kulağına doğru üfürmeliyim
ve demeliyim ki seni seviyorum
seni istiyorum seni ve seninkileri
aydınlık ısındı buhar içinde şehir
bulutlar ısırılmışlar ve kaybolmaktalar
gagalarını birbirine vurmakta kuşlar
sarmaşıklar eşlerine sıkı sıkıya kenetli
bülbül gülün dikeninden artık kaçmıyor
rüzgarsa sevdiğine varmış ondan susar
helal olsun güneşe eşini bulmuştur ay
yalnız gözünü açmadı bizimkisi kapalı
yüreğimden kan dökülüyor can biraz yaralı
umut kalmadı imkansızlık mıdır yolun adı
imkan
imkan diye diye
kan kalmadı yüreğimde
suratım kurudu gözlerim bir bir düştü
gökyüzü birden karanlığa büründü
korktum ama hissedemedim
öyle çok sevmiştim ki korktuğumu bilemedim