1
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
325
Okunma
Beni bana soruyor, bende ki bir yabancı
Nefsim, hayalim yolcu, beden han kalbim hancı
Ben, içimde ben’lerim, matuşkayım iç içe
Nice renklere hamil ilahi kanaviçe
Sinirmiyim doku mu, enerjimi, ses miyim?
Rüyam ki bastı zaman, efsunlu kafesmiyim?
Gelmemiş günlerimin rahmindeki çocuğu
Yarınların ufkuna serper mavi buncuğu
Olmayan mutlulukla dökülürken gözyaşım
Hakikat duvarına çarpıp kırılır başım
Kimi uçurum olur, kuruntular dürtüler
Kimi zaman kalbimde çekilir tüm örtüler
Hayal nerde kurulur, fikir mahalli nere?
Hükmüm hükümsüz kalır, elim varmaz o yere
Çaresizlik hıncıyla açtığımda yatağı
Gecem cehennem olur gündüzüm zift batağı
Sevmek nerede doğar, nefret nerede yaşar
Bu devasa duygular kendi kabından taşar
Hayatım mini serçe, şahin pençesi zaman
Bülbülüm sürgün yaşar, umut gülbağım viran
Ben elimde olsaydım ruhuma çor ekmezdim
Böyle delice sevmez nazan nazı çekmezdim
Ya yare pusu atıp uygun fırsat kullardım
Ya da bir çizik çeker, boşverlere yollardım
Şu gönlümün elinde, çaresizim yorgunum
Coşkun nehirlerinde bir taş kadar durgunum
Sevmek öyle duygu ki, hakiki cennete eş
Ve zıttı cehennemden alınan ödünç ateş
İçimde kaç kişi var, bu beden kime ait
Kanım cana anahtar, ruhum ilahi kilit
Kişilik bölünmesi, adına ne dersen de
Ruhum göklerde uçar, ayaklarım piyade
(Okuyan dost ve arkadaşlarıma. Herkes şiir yazar ama herkes şair değildir. Ben de öyle. Şiir yazmak türk insanında genetiktir. Şiir yazmamış bir fert düşünemiyorum.
Benim yazdıklarım biraz moğlaktır, biraz karmaşıktır.
Dizeler arasında uyumsuzluk görünür ama uyumludur.
Şerh isteyen, yoruma muhtaç şekilde yazmayı seviyorum. Kıymetli zamanlarını feda edip yazdıklarımı okuyan bütün arkadaşlarıma saygılar sevgilerimle)
5.0
100% (9)