Yoncalar bu şehre kokusuyla yayılırken
Sokaklar yaza buğday ısıtır mı?

Mavi bir okyanusu
Güzel sevmeyen bir buluta emanet etmek için
Yutkun bir palyaço kalmak
Öyle asılırcasına
Yüzün güneş
Asumanlarda dolaşır...

Teneffüste bir laf ağız dolusu gülüşle çıkarken
Nizama liyâkat bir yâr ile
Karanlık bir sururda
Görünürde bir kodlayış ile
Köhnemiş bir teraziyle
Neyi anlatıyor biniciler küpleriyle

Kafası yerinde olmayan bir yangın vurulur gönlümün arına
Nerden bilirim neyin közünden gelir
Yolunu kaybeden bir şuurun
Mor salkımsöğütlerle seccade kimliğinde arkadaşlığıyla
Kaptan sızısında bir deliye uğramaz ki kapılar

Hiçliğin firari bakışlarında
Turnosolda tutan hasret ve kibir renklerinde
Selamında bir elvedâyla kalırken ışıklar
Narenin karanlıkları
Mim nun ve de lâm ile
Mimoza çiçekleri gibi dizilmiş göğsünde nenemin

Uçurum hafızlarının
Rahmet yağmurlarıyla son dakikalarında
seviştiği bir hu hu sesidir inler gaibe uğramış kulaklarda ..

Gaflet kumaşının
Halılara esinti verdiği
Bi delalet i ölümdür
Desenlerde
Üç boyutlu gözlüklerle...

Şablon ve de şebek kaplumbağaların
Aynı sesin silüetinde
Ağlayıkları hecelerde
Bu şehre ne çok h/amiledir

Çıkmazda ağlarken cennette vildan bebekleri
Ne çok d/okunur buğdaylara gümbürtü yangınları
Ve bir halıyı serperken
Yaşama sevinciyle...

Son/bahar da gelir belki
Yaprakların şipşaktan korktuğu fotoğraflarda silkelerken kendini

Bu bir narsist şarkı değil dillerde
Benden sana
Sadece faşist bir dürtüdür
Senden bana gelen...

Gezgin imgeler...