0
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
346
Okunma
İçimde sana söyleyemediğim küfürler birikiyor.
Seni kusuyorum el değmemiş akşamlara.
Yanımdan gelip geçen herhangi bir suretten ibaret
aklımda kalan yüzün.
Bir eskiciye bırakıyorum yok pahasına sana dair hatıraları.
Sen bilmiyorsun.
Sayrı yalnızlığımda sürgün ünlemler.
Dağlanmış dilimde cümleler lâl.
Her sokaktan bir kez geçiyorum artık.
Dönüp dolaşıp kendime çarpıyorum
sana rastlamamak için.
Adresini sormuyorum seni tanıyanlardan.
Hiç yürümediğin yollarda kayboluyorum.
Gökyüzüne dokunmuyorum artık dalıp dalıp.
Yorgun güvercinler soluklanıyor omuzlarımda.
Sırılsıklam bir mevsim yapraklarını döküyor,
zaman soyunuyor içimde sancılarını.
Cebimde şiirler ıslanıyor,
kırgın umutlar kaybediyor yolunu avuçlarımda.
Hiç bilmediğin şehirlere karışıyorum.
Olmadığın kentlerde
sensiz daha bir kalabalıklaşıyorum.
Henüz bitirmediğim bir şiirin omuzlarına dayıyorum başımı.
Böyle böyle iyileşiyorum.
Seni susarak…
Ben yaralarımı bırakıyorum düşlerimin zindanında.
Sen ise yine en acıyan yerimden vuruyorsun durmadan.
Ciğerlerim sökülüyor.
Kan tükürüyorum seni hatırlatan zamanların tam ortasına.
Adını “yaşamak” koyuyorum nefes alıp vermelerimin.
Bu şiirin her kelimesini sen yazdın aslında.
Tebrikler…
Ama ben olsam
aşkı böyle yazmazdım.
Ben ölsem bu kadar acımasız olamazdım.
Hiçbir cinayet aleti kullanmadan
seni öldürüyorum bir daha bir daha…
Kılım kıpırdamıyor.
Sonra
bulanık bir suya adını yazıyorum.
Damlalar tiksinerek siliyor ismini.
Toprak gibi
artık su da kabul etmiyor cesedini.
5.0
100% (6)