4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1101
Okunma
ürkütecek kadar yaklaşamadığım için sana
yanağındaki beni hiç uçmayan bir sinek sanırdım
seni sever gibi
heceleyerek yerdim ekmeğimi
korkaktım taze üç küfre çaldığım
kazak boşluğumdaki kaysılar kadar
belki cezaydı naylon üstünde kaymak
testere bıçak ucu,
kar yağsın
kar yağmış sayarak attığımız kahkahalar
seni hüznümün kütüğüne yazdım
bir gül bağışla tapınağıma
yokluğuna şirk koştum ve zamana
bir gül bağışla tapınağıma
ve şimdi yüzüme her sinek konduğunda
onu ürkütmeyecek kadar uzak birini ararım
bir gül bağışla tapınağıma..