Kısık gözleri gibi aralar usulca kapıyı
Buhurdanlık gibi tüterken sabah çayı
İçeri girer Rüstem Dayı

Uzaktan görünür Osman Nuri
Hem yürür, hem bakınır
Sabah namazından geliyor belli
Bir bardak çay içmez Allah için
Her şey ona ya lelli

En güzel koltuğu kapacak belli

Elinde bir tornavida
Başında eğik durur mor fes
Düşer kahveye tıknefes
İçmiş onca kaçak sigarayı
Çok zengin gönül sarayı
Eski bir komser Ali Dayı
Matrak mı matrak
Kimseye bırakmaz sırayı
Hani yüreklidir de
Gözetir fukarayı

Kahveci getir çayı

Kahveciye takılır Gümrükçü Münir
Almadın gitti şu gazatayı
Okuması çok kuvvetli
Eski Orta mektepli
Kimse anlayamaz gazetede ne bulur
Saatlerce çıplak kadınları okur
Oturur bir başına
Aldırmaz kimsenin telaşına

Amma çok sıkı parasına

Arkasız yapamaz ya Durali
Avcılık eski yara
Atar ortada bir tur
Sırtını dayar duvara
Oturur
Domuz mermisiyle serçe
Saçmayla domuz vurur
Hayatında hiç olmamış atı

İşi-gücü yaban hayatı

Hepsi vermiş hayata kocaman emek
Hiçbiri bilmez dinlemek
Konuşurlar hep bir ağızdan

Kahveci çıkar zıvanadan

Yine bir akşamdır
Eski bir elbisedir hayat
Yeniden çıkarılır
Bir kenara bırakılır
Bütün geçmiş yakılır

Hesaplar yeni sabaha bırakılır



Hayrettin YAZICI