0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
366
Okunma
Sıtmalı zamanların koynunda,
Yalnızlığına düştüğüm bir uçurumdu yokluğun.
Yokluğunu içiyorum yalnızlığın deryasında
Her gün gelirsin diye türlü yalanlarla avuttum kendimi...
Ve her gün;
Pencere kenarına oturup yokluğuna ağladığımı,
buharlaşan cama seni özlediğimi, seni sevdiğimi, adını ise defalarca yazdığımı nereden bileceksin...
Bir serçe olup pencerene konduğumu,
Rüyalarına uyuduğumu
Kirpiklerimin ucunda buz tutmuş gözyaşlarını akıttığımı
İçimde fırtına koparan zemheri yazına düştüğümü
Yüreği yüreğimde atan kalp ağrılarımın çoğaldığını nerden bileceksin...
Yokluğunu yutkunduğum
Kim bilir bu kaçıncı gece hatırlamıyorum
Yokluğuna düştüğüm bu kaçıncı cehennem bilemiyorum...
Sanki kahrolası gökyüzü ikiye ayrılmış
Bir yanına sen, diğer yanına ben düşmüşüm
Düştüğüm bu yerde sensizim sensiz.
Yasakların payımıza düştüğü, itirazların kabul görmediği, ömür boyu bir müebbettir yokluğun bana...
Gözlerim yokluğuna sürgün
Dışarıda lapa lapa yağan kar,
İçimi üşütüyor inceden inceye
Loş ışığın karlar üzerine çizdiği
Her silüeti sen zannediyorum.
Oysa gözümde ki bütün gölgeler,
Bir müddet sonra kayboluyor
Tıpkı yabancıların karlar üzerinde
Bıraktığı ayak izlerinin silindiği gibi
Siliniyor ömürden sensiz geçen bir gün daha
Rotasını kaybetmiş bir mürettebat gibi
Kurtarılmayı bekliyorum asılı kaldığım yokluğunda
Bir kuş cıvıltısında duy sessiz çığlıklarımı
Mavi göğün aydınlığına düşen sensizlikte hatırla beni
Hatırla, gülüşlerimin saklı olduğu dingin limanın koynunda
Bütün güzellikleri içinde barındıran saklı kentim,
Neredesin? Neredeysen çık gel artık
Gel ki uzayıp giden yollara
Ve kavuşmayı bilmeyenlere inat
Kavuşmayı öğretelim sevenlere
Gel ki hasretin üzerine mutluluğu giydirelim seninle.
Gel ki barışın kucağında özgürlüğe yürüyelim el ele...
Gel ki sevgisizlik hastalığından dünya kurtulsun ve sevgiye doysun insanlık...
01.04.2024
5.0
100% (2)