Puslu bir bakıştı bu gelen
Göğün mavi aldatmacasında
Toprağın kızılında kayboluyorum
İnsanlar kalkıp gidiyor yanımdan bir bir
Durma, şarkılar söyle bana
Çölde kalmış ruhuma bir vaha olsun
Uykusuz gecelerime yorgan, sabahlarıma merhaba olsun
Aydınlatsın gülüşün karanlıklarımı
Ağlayışlarına gönlümün, eşsiz bir sada olsun

Uzaktan seyretme beni
Dokunayım saçlarının rüzgarına
Gitmesin gözlerin şehrimin merkezinden
Al götür beni de karanfil bahçelerine
Her rengini almış çiçeğin yaprağında arıyorum kokunu

Çağlayanlar gibi akarken ben sokağına
Adımladığın kaldırımlara,
Ürkütmesin seni yakarışlarım
Biçare bu adam bilmelisin
Aradığını buldu bulacak
Ya senden, ya kendinden kaçacak

Neden her şeyden zuhur eder o eşsiz duruşun ruhuma
Neden gelişinden korkuyorum, gelmeyişlerinin bolluğunda
Her şeyi ardıma almışken, neden karşıma çıkıyor gözlerin
Bir kaç saniyelik o anda sıkıştı kaldı ömrüm
Neden çoğalamıyorum aşkının kör eden sonsuzluğunda

Gül ey sevgili
Gül ki, dirilsin yeniden Anka
Kanatlansın konsun boynuna
Hadi bir selam ver, aklımın, başına senli karlar yağmış dağlarına


İsmail Altın