7
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
362
Okunma

Omuzlar düşmüş, bakışlar flu, solgun
Bıraksan uyuyacak gibi, yorgun mu yorgun
Bütün yükü yüklenmiştir bükülmüş beli
Var mıdır ağrı tutmayan eli, kolu ve dizi
Ay başı sevinçleri vardı, ona bir masal
Cebe girmeden tükenir para, sonuçsa yasal
Çalışsa yetmez güç, hayat ne kadar da sert
Emeklerin karşılığını yemiştir üç beş namert.
Oysa öyle miydi gidiş, emeklilik güzeldi
Çayın buğusunda o geçmiş, hayallerle süslendi
Ve çalınan adalet, ekonomiyse tam ayyaş
Kefen giymiş pek çoğu, bir yürüyen kabirdi.
Gezmek vardı doyasıya, ertelenmişti çok şey
Hele birler bitmedi, yaşça sayı da yükseldi
Geçim sorundu önce, şimdi hayat kitlendi
Çalış son deme kadar, sakın ha olma emekli.
Olma toruna mahcup, gelin, damat mevzuu
Çalışarak tükenmek burada en temel vurgu
Sanki bu demden sonra, ihtiyaçlar bitiyor
Emeklinin çilesini niçin kimse bilmiyor.
Kalem kalem hesabım, sağlamadı geçimi
Nasıl ayakta kalsın emeklinin bütçesi
On alırken beş ile yaşamaya mecbursan
Yarı aç yarı da tok bu neyin sefaleti.
Bu düzeni kim kurdu, ona sorun soruyu
Paylaşım arızası bu, bencillikse diz boyu,
Zorlukta bu ülkeyi yüklenen emekçiye
Reva görülen hayat, acep neyin cezası.
Yılların emeğini, feda edilen gençliği
Dürüstlükle, gururla yükseltmişti ülkeyi
Ne de çok gördüler bak, kulakları da duymaz
Yalancılık özleri, yüzleri de hiç kızarmaz.
Bu düzen böyle gelmiş ve böyle de gidecek
Hele tesellemesi çok nesiller gömecek
Sıra gelemez bize, egemenlik neyimize
Pınarın başına çöken, size su mu verecek.
Biz inancı ve vefa, samimiyet kaybolmuş
Ülkeyi taşıyan emek, çok ucuza satılmış
Emeğin sömürüsü bilsen ne büyük günah
Bu cürüm ermeden sona, yaşanır mı ki refah.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (9)