4
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
813
Okunma
ağzım. göğün en yüksek katı
kenarlarında karanlık çiçekler
yutkunması zor bir koku
sadeleşiyor kış günleri
sıcak ve beyaz
dışarıda ahlaklı bir soğuk
üşümek. esrarengiz geliyor
duvarda hüzün duyguları
dünyanın oturuşunda yaygın bir sabahüstü
ayaklarım vurgu yapıyor
bir semendere
mavi bir çağa
bedenim bu dünyaya yabancı
iskeleti çürük. sebepsiz bir fani
uykusundan uyanan bir fotoğraf karesi. hayat
baktıkça gülümsüyor
bilgece uzanmış
siyah giyimli ağaçlar gibi
gözümde o son karanlık
mezar taşlarını düşünüyorum
yüzüme uzanmış sardunyalar. bilinci kapalı
ayak bileklerimde toprağın insanları
gökyüzünü parçalara ayırıyor içimdeki lacivert
cılız bir bulutun yüreksiz yağmuru
ağzımdan sarkıyor sağır bir kuş
ayağa kaldırıyorum bütün masalları
sınırsız bir uğultu nefesimde
dünya kadar seviyorum
devirdiğim
ölümü
...