0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
223
Okunma
KATMAN KATMAN –
Katman katman oldu bu âlem nihan,
Her katında gizlidir bin türlü irfân.
Gökyüzü misâli yedi kat ser-ser,
Yetmiş perde ardında nice sır verir
On sekiz bin âlemde dönüp duran hâl,
Her bir zerre söyler: “Benim de Rabbim var!”
İnsan da kâinat gibi katre katre,
Bazen güneş olur, bazen düşer geceye.
Bir doğar bir batar gönlün mizanı,
Kandil gibi yanar mârifet nişânı.
Ömür de kat kattır: çocukluk, şebâb,
Bîrlik gelir sonra, ardından hesap.
Nefs ölmeyecek sanır, oyun eder,
Gönül ikilik ile zehre döner.
Hâlbuki teklik ister kalbin derdi,
Çünkü iki olanın yolu hep dardı.
Gülüşün de kat kat, gözyaşın da su,
Katre olup deryâya karışır umû.
Bir dem bulutlarla yarenlik eder,
Bir dem ay misâli semâda döner.
“Buldum” deyip sevinirken kul ansızın,
“Kayıp oldum” der bir başka zamanın.
Aydınlıkta karanlık, karanlıkta nur,
Her ikisi arasında insan hep mağrur.
Bir kandil gibi bekler ruh hakikat,
Fakat hakikate varmakta müşkilat.
Buldum sanırken olur “Hiç”le hemhâl,
Katre olur deryâda, silinir her hâl.
Sonunda mezar taşı açar son perdeyi,
Gökkubbe gibi örter insanın geceyi.
Zifirî kabirde bir tahta sedir,
Etini yer çıyan, akrep, ne gelirse gelir.
Tek sermâyesi amel kalır insana,
Bir Fâtiha ister, rahmet düşsün yana.
Diri iken ölümden kaçan nefs-i cân,
Sonunda ölümü bulur, bulmaz ister eman.