2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
327
Okunma
Islıklar çalıyor temmuz
Yürek meydanlarında
Acılarıyla
Hasretiyle bizi tutan aşkımız
Koşturuyor şimdi sokak çocuklarıyla
Bu ince yolların her biri kale kapısına çıkar
Bir kaç yürek bölmüşlüğümüzde vardır
Terden yağmurdan
Ve gözyaşından ıslanan sundurmaların altında
Oysa bu yolları bir tek kuşlar bilir
Ve sen
Temmuz zaman gibi bölüyor
İki yakasını boynumun
Şimdi ne göçmen kuşlar kaldı çatılar da nede sen
Bu yağmurların hepsi kara gözlerime çıkar güzel yüzlüm
Ve istinasız terk etmekte sana değil
Elbet kuşlara yakışır
Yine de kuşlara benzeyen ömrümüz tatlı bir baharda
Islıklar çalıyor sanki yangın yerinde can telasında
Bu temmuz ne mendebur ne yalnız
Biz sokaklarında yalın ayak fukara çocuklarıyız
Bir kaç hayat unutmuşluğumuz da var elbet
Yamalarıyla sırtımıza bulasan bu eski kazaklarda
Bir kaç dilekte tutmusluğumuz var elbet
Gözlerimize karısın yağmurlardan kurtulduğumuz da
İşte böyle bir hikayedir bu da
Anlatılır eski zaman şarkılarından
Yine de
Çelikten evlerinize
Belki düşmez sarı saclı temmuzlar
Dişlerimizle böldüğümüz düşlerin en şarabi ve gülümseyen ölüleri
Oysa ne fevkale de yaşamaktır öpmek gözlerinden şimdi denizi
5.0
100% (5)