1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1813
Okunma

Adını Ne Vakit Duysam
Adını ne vakit duysam
Alıp götürür beni uzak diyarlara
Yaz günü yahut ayın şavkında
Islanırım gözünden yağan yağmurlarda
Şunca sevda da neyin nesi
Yaralı mağrur fakat umutlu
Adını ne vakit duysam
Korkudan ölürüm yokluğuna
Belki köhne bir sokak lambası altında
Belki karanlık gökyüzü karışmışken uzayan yollara
İçimde bir ürperti sıcacık
Sustuğumuz bütün
sevda sözcükleri gelir aklıma
Sanki söylemediğim her kelime
Bir mezar açacak avuclarımda
Adını ne vakit duysam
Bir çoçuk uyanır yanımda
Eski bir maziden
Dökülür elma çiçekleri
Kanayan dizlerimde
Sevdamın yalnız izleri
Seninle birlikte yalnızlığın hırçın sesleri
İki yalnız insan bir soğuk düşler ülkesi
Üşüyen ellerimizden de soğuk
kalbimizin her köşesi
Adını ne vakit duysam
Sigaraya uzanır ellerim
Sensiz tesellisi yok gecenin
İçimde dünden kalmış bir acı
Hiçbir zaman gitmeyecek gibi
Adını ne vakit duysam
yapraklar düşer ellerime
Anladım ki
gebe kalmış sonbahara hasretim
Anladım ki
yalnızlık kocaman bir resim
İçinde sen ve ben
Belki bir duygu yoğunlugunda
Bakıyoruz bir birimize umutsuzca
Adını ne vakit duysam
Susuyorum geç kalmışlığıma
Bir ümit filizlenip açıyor avuçlarımda
Belki diyorum sıyrılıp onca mutsuzluktan
Koşup gelecek yanıma
Adını ne vakit duysam
Hüzünlerle dolu bir rüzgar kapımda
Bir uçurtma bırakıyorum gökyüzüne
Üstünde sana dair
Hayallerin yorgun bekçileri
Gökyüzünden düşen
Güneşi sayıyorlar saçlarına
Adını ne vakit duysam
O küçük çay bahçesi büyür gözlerimde
Uzanıp maziye
İnce bir öpücük kondurur zaman
Çalarken rüzgar ayrılığın
Hüzüni şarkısını
Sanki yorgun bir ses uzaklardan gel diyor bana
5.0
100% (3)