1
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
816
Okunma

Gülün endamından nağmeler saçıyordu dudakları
Kaşlarının arasına yetmiş kat hüzün yuva yapmıştı
Gamzelerinde gülüşü çalınan çocuklar konaklıyordu uzun zamandır
Her derde deva olan sabrını gizlemişti onsekiz ile seksenbirin gizemine
Gözlerinin denizini bulutlar istila etmişti ondört şubat ve sekiz kasım sonrası
Burnuna konan uçuş böcüşleri yüzünü gülümsetiyordu acı bir tebessümle
Saçlarında masumiyet timsali papatyalar açıyordu inadına
Bölük bölük keder kuşatmıştı iki belikli kızın kalbini
Acılar nöbet tutuyordu mutluluk rüzgarının esinsitisi bile girmesin diye içeriye
Sevmek öyle işlemişti ki ruhuna
Bahçe yoluna yuva yapan karıncalara aşkla bakıyordu
Evini terkeden salyangoza bile basmamak için çaba harcıyordu
İki leylek geçsin sevinçten havalara uçuyordu yare götürecek diye
Minnacık sevinçlerle mutluluk topluyordu yaralı benliğine
Öyle kolay değildi yalnız başına bütün hüzne sahip çıkmak
Yükü ağırdı bu hayat yolunda
Yürümeye devam etti çocukları için
Hiç bir fedakârlıktan kaçınmadı
Gerekirse dağları bile devirirdi onların bir tek kahkası uğruna
Adı Kadın
Soyadı Gurbet
Kimsesizlerin Anasıydı...
nagihan