1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
330
Okunma
Beddualara bürümüş heyula kıyafetleriyle
Metruk bir çiftleşme sürüyor dilimde
Mesafesi zamanın tam da ortasında
Söz gibi bir ilham geliyor
Aklıma
Nefsim deli turna selvi bir çiçeğe benziyor
Huzurun hiçliğine firare bir firak
Vaveylâ gibi örgü kördüğüm hasretiyle
Ölüm ne hoştur
Sevinçleri yarım yarım bir fanusa bağlarken kalbimi
Bulutlara gözü yaşlı bir elmasa vurgun
Kişneyen diliyle
Esması gözlükleriyle güneşi sayıklarken
Muma değen karanlıklar gibi
Sevişirken bir dilekle
Kukla gibi saatleri gösterme incisiyle
Selam gibi bir kundakta
Nura değerken delinir heyula gitgelleri
Ölüm ne sarhoştur
Cevazı burnundan düşerken
Kokular
Korkular
Yağmurlara karışan armağan
Mavilere bürümüş aşkla
Ölüm nedir ki koştur
Güneşe sılayla vurulmuş dikenlerle
Olmuşluğun da bir meyveyi
Sarılmak gibi bir duada
Terkederken geyik aslanını
Ölüm ne yokuştur
Yüzünde yarıklarla vurdumduymaz bir elbiseyi
Kavgalı bir esmada sana giyinen
Serçelerin kanadında
Genzi yanık bir yakarışla
Beklerken özlemle
Kesik kesik nefeslerle
Ölüm ne coştur...
Gezgin imgeler...
5.0
100% (4)