1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
288
Okunma
Bilmece
Gökten bilmeceler yağıyor anne
Bilsen ne kadar bunalıyorum bilinmezliklerden...
Kırmızısında tutuklu kalıyorum bir çiçeğin
Suların yüzünde hayaller kuruyorum
Bir de gönlümce dünyalar
Çok geçmeden
Çığlık çığlığa bir martı uyandırıyor düşlerimden
Yerle bir ediyor sudan şehirlerimi perdeli ayakları ile
İşte o zaman
O kadar içim acıyor ki anne...
Dar geliyor bazen anne...
Boğuyor beni en güzel kokular bile
Nasıl küfürler ediyorum bir bilsen
Gözüme karanlığı dayayan kara bulutlara
Dudağımda isyanı hak sayan sözcükler
Çekiliyorum kendi kabuğuma
Kalem tutan ellerime küsüyorum önce
Ve sonrada kırılıyorum anne
Kırk parçaya bölünerek...
Hiç bir heceye sığdıramıyorum anne
Gel yada git demenin ortasında kalmışlığı
Bir pazarcı tezgahında sergiler gibi
Ne varsa içimde döküyorum ortaya
Ve sonra yüreğimi emanet ediyorum
Burnumun ucuna konan kelebeğe
Ağlarken gülmeyi öğrendim diyorum
Fanustaki kırmızı balığa
Sonra etrafıma bakıyorum
Söylediğim yalanı başka duyan var mı diye
Durmadan yazıp çiziyorum anne
Ama kimsecikler anlamıyor yazdıklarımı...
Gecelerden bilmeceler doğuyor anne
Yoruluyor şiirler yoruluyor heceler
Söylesene anne neden bu kadar zor
Çözümsüz bilmeceler
5.0
100% (4)