tanıdık kuşların yüzü var sesinde
hangi dala konsa şakıyacak güller
seni bana bağlayan bir şeyler var
gecenin ayazında tenimi yakan ateş
sabahın firuzesinde bakışlarıma ayan
bâkir sevinçler gibi


asma tavanlı evlerin
sek sek oynayan merdivenlerinin
gıcırtılı yalnızlığında oturan çocukluğuma rasladın
önce korktum yüzümü aydınlatan som ışığından
sonra sülün gibi süzüldün gönlümün kehribarına
oradan odalarıma geçtin tan vaktinin kızıllığında
yıldırım gibi düştün
tüm hücrelerime


seni bana sevdiren
seni bana aşılayan bir seyler var
dili farklı - ışığı farklı -dokunuşu farklı -sevişi farklı
saçlarımı savuran rüzgârı farklı


ey ruhumu açan tılsım
hangi çağdan düştün obama
hangi mevsimden geldi muson yağmurların
sırılsıklamım varlığın varlığıma dokunduğundan beri
boynuma zincirlenen madalyonun yüzünü ters çevir ki
tenimdeki çöl dikenlerinin yangısı sönsün serin seraplarda
çiçeğe dursun kaktüslerim tutuştur kalbimi savur küllerini göğe
hoyrat dalgaların gümbürtüsünü çarp yüzüme
uyandır derin uykularından gönlümü
senle başlasın tarih
yeniden


gecem gündüzüm eşitlensin
sarmaş dolaş bir aydınlığın içinde yansın kalplerimiz
aşkın debisi yükselirken çılgın anaforlara
kavuşsun
ruhlarımız


saf duru sevda
coşkun seller gibi çağlasın damarlarımızdan
aşk akışkan yollarında eritsin tek bir ruh tek bir beden gibi
tek bir kalpte bizi sonsuzluğa uçursun


seni bana sevdiren
seni bana aşılayan bir seyler var
olacaksa da senle olsun ruhum
sende son bulsun kalbim
güneş gibi
ay gibi..
tek-im
ol
sa
na





ayşe uçar
14102023
18:50