4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
648
Okunma
ey sevgili !
beni yak, beni savur, bilinmezlere karıştır
sonra bilmediğim şehirlerin kaldırımlarına bırak
çünkü ben
Meryem’in tüyü, Kudüs’ün yüzüyüm
kendi ölümüne tanıklık eden bir mülteci kahrında.
hayat !
ey yüzünü acı suyla yıkamış yabanıl hayat !
benim kirli göğsümde
yüzlerce kadının enkazı barınır
sabıkalı bir geçmiş artığı.
sonra bir kapı vurulur, eğilir başak, yıkılır tunçtan tabu
miadı dolmayacak bir miladı başlatır gözlerin.
şehrin sulak tarlalarına sürdüğüm sakallarımda
ıslak ve aka çalan günahlarım boy verir
artçıl ve onulmaz nöbetler sonrası.
sana baktıkça yönüm doğulanır benim
doğrulur, doğulanır ve sende doğrulanır yönüm.
bilirim ki yüzün
Srebrenitsa kökenli bir çocukluktur
usul usul can çekişen Musul’dur yüzün.
ey sevgili !
yaşamak erken büyümekti, görmüştün her bir şeyi
göğermiş soğanlara gömdüğünde hatıranı.
şimdi
yatak odasının aşk kokan duvarlarına astığın
soyut bir tablonun dar aralıklarından sızar
özgürlüğe susamış çocukların gözleri.
anka kuşu kanadından aşağı yıkılan
bir im kalır bileklerinin kıvrımlarında
bir im, bir çıkmaz sokak, bir damga kalır
iri iri puntolarla yazılmış alnına.
gitme provaları yapan kalmışlar ülkesidir ruhun
gözlerin pas tutmuş harabe aynalarda
ki nereye gidersen git
yol uzak, yol zindan, yol kahır
yol ki yüreğine vurulan mührü Süleyman kadar ağır
gidersen
sana yok gibi
sana yaşıyor gibi yaşamak düşer marşların gölgesinde.
sonra
tekerlemeleri unutulmuş şehirler kokar kahve gözlerin
ezberinde binlerce öğrenilmiş çaresizlik büyütür.
bir ayetin sıcaklığındaki bakışların
göğsündeki nunu, yüzündeki nuru anlatır.
ey tenime üryan , dilime isyan karıştıran sevgili
bendedir aşk çağrılarının her zerresi
durulacaksa durulsun, vurulacaksa vurulsun
tutuşsun tutuşacakların yer küresi
beni yak, beni savur, bilinmezlere katıştır
ateşte can çekişen odunun
toprağa boyun büken güne bakanın umudu sendedir
sendedir ruhumun serinliği
sendedir ey sevgili.
5.0
100% (6)