1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
431
Okunma
Bismillahirrahmanirrahim
I. Bal (Bir Mana)
Secdede insan gönlüne vurdu yakamozlandı beş vakit
Denizler umman akardı ben de bir akarsuydum abdest giydim
Evim bir ses ki en yüce çığlık ezandı duydu kulaklar vardı
Uyku huşu girdabıyla dolandı kul boyun ey yalnız Allah’a
Kalktım gonca çiçek bahçesinde ayıldım bin çiçekli bir gülistan
Kalktım toprak havuzunda ayaklar sema vardı kuşlar vardı nebat
Anladım bura dünyadır nefes vardır hayat asıl Azrail’le başlardı.
II. Şair (Susuz Aşk)
Bir mart sabahı, saat sekiz;
Kızılay’da bir metro hattı, trende üç şair
Ellerinde kitaplar; Dostoyevski, Tarkovski, Kiyarüstemi.
Giren, çıkanlar, ayakta kalanlar...
Mesela çocuklar; severiz.
Nedense hep kendimizi gördük,
beni hep küçüklüğüme götürdü; tebessüm ederim görünce onları,
sonra tüh yazıklanırım;
görmüşümdür bir hastayı;
nükseder vücudumdaki çıbanlar diken üstüne saplanırım;
işte vakit ölür gibi gece olur.
III. Kalem (Yaz)
Nokta.
HERKES KAÇIRDI BENİ; bire ramak kala
SIFIR çıkar kendi tülünde bir vahşi kelebeğe...
Kar karınca kartallar karşısında kaçarken kendimi kovaladım.
Sutyenli orospular, ayyaşlar ve puştlar ÇANKIRI SOKAĞI’NDA;
saat altıdan sonra, tabii SAAT: İKİNDİ vakti, 18’den sonraydı.
VE biterdi otel odalarında işlenmiş fahişelik rutubetine bilmem ki öyle serilirdi.
Günah çıkarılmaz buralarda;
yalnız kiliselere kalırdı sen bilir misin;
gül sevdiğini sevmediğini sansın diye diken diktiğini...
Saat gecenin ortası, yalnızlık delirmiş ve bitmeye dursun;
kalem sanır mısın DOSTLAR AYRILDIĞINDA;
sanma; yaz güzümdür kışım benim bahar mı?
Saçtım berrak kavak döküldü geldi ay kaleme mühür vurdu.
5.0
100% (3)