Bir akşam habersiz gel de içelim
Bir küçük rakım var zulada rafık
Biraz eğlenelim dalga geçelim
Doyduk şu dünyada mala da rafık

Her kapıyı açar bir tatlı cümle
Annenden izin al sözünü simle
Sevaptır kapıda kuşları yemle
Öyle gel gülleri sula da rafık

Tıpkı benim gibi sende böylesin
Sazlar konuşunca gönül neylesin
Arada kulak ver dağlar söylesin
Geceyi duyalım molada rafık

Yine güneş çıktı kara kış gitti
Nergisler açıldı çiğdemler bitti
Son yağmur dağlarda karı eritti
Baharın bayramı sılada rafık

Yıldızlar göründü ay dede yandı
Sulara döküldü sevgili sandı
Pınarlar kıpraştı toprak uyandı
Yine bahar geldi Çal’a da rafık

Babadan kalmıştı bu çoban evi
Çürümüş duvara çaktığı çivi
Ocakta ateşin sarhoş alevi
Sallanır sağa da sola da rafık

Ömür bu Tanrı’dan bize sadaka
Öyle de böyle de geçer mutlaka
Dedemden hatıra işte tabaka
Analım bir tütün dola da rafık

Yaşadık ömürden ne kaldı aha
Kim kalır kim çıkar bilmem sabaha
Bir gittin pir gittin dönmedin daha
Sağ mısın başın mı bela da rafık

Bu gün bu gün işte yarını verdik
Gelene gidenin yerini verdik
Her sene dostlardan birini verdik
Borçluyuz her gelen yıla da rafık

Her türlü yaşanır ömür ömürdür
Her derde katlanır nefis demirdir
Kadere ağlanmaz haktan emirdir
Tanrı’nın buyruğu kulada rafık

Gayrı kederlenme gönlünü hoş tut
Velakin doldurma yanını boş tut
Yarenleri topla onlara baş tut
Beni bulamazsan ola da rafık
Ziya ACAR 09.07.2023