14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1301
Okunma
* yurt dışında okuyan genç bir kızın gözlerinden çaldım
ülkemi özlüyorum
yarasından kuşlar geçen
kanatları serin sehere takılı
hepsi de benim gibi göçmen
hepsine türküler ağıtlar yakılı
sahi
bana da söylenir mi bir türkü
gölgemi unuttuğum
suna boyunlu dağlarda yankılanarak
bir çift göz bir tek yürek bekler mi
ardımdan salınarak
flamingo diyorlar
oysa her nefeste bir deyiş
kaval boyunlu allı turnadır onlar
biliyorum misafirim burada
bu bahar olmazsa
belki başka bahara,
döneceğim diyorum,
göçmen kuşlar gibi
bir gün mutlak oralara
varsın angut desinler bana
evet bir angut kuşu gibi
hüznümü tutarak avcumda
anadolu kadını gibi çilekeş
bekleyeceğim ülkemin baş ucunda
güvercinlerini ülkemin,
öksüz kuşları,
şerefelerinde minarelerin
insan eli kadar yakın,
insan eli gibi sıcak bana
ve bir lisandır dokunan
içimdeki isyana
oysa içimde her adım,
bir serçe var ki
hiç susturamadım
kerpiç evin damında
iğde ağacın dalında
bir serçedir yüreğim,
sahipsiz, kanatları kan
her çırpınışında
göğsümde dermansız bir figan
sığırcıkları özlüyorum
zemheride toprağa yağan
karlar mı onların
onlar mı karların kanadında,
çarptıkça ruhuma
ruhum gibi yalpalayan
kırlangıçlar da var dı
gün batımında elif çizerken
onlar uğurlamıştı değil mi
öyle bükük boyun giderken
belki haziranda ardıç kuşu,
yuvasında bir tutam ökse
bir şahin bakıştır
üşüyen kanatlarıma eklediğim
bir bekleyenim olmasa da
hep dönmektir bunca beklediğim.