Ekilecek yerlerimiz pek çoktu!
Soran yok mu, çektiğimiz bu ne hal?
Kıtlık mı var, hani halkımız toktu!
Buğday ithal, saman ithal, ot ithal…

Tarlalarda pamuk vardı, sanmam az!
Sümerbanklar işliyordu bütün yaz…
Sattık, savdık yapıyoruz her gün naz!
Basma ithal, gömlek ithal, kot ithal…

Dağlarımız ot dolardı baharda!
Koyun, kuzu otlanırdı seherde!
Hani şimdi bunların hepsi nerde?
İnek ithal, koyun ithal, süt ithal…

Şimdi sorun, biz ne yer ne içeriz?
Tarlalar boş, ne eker ne biçeriz?
Tok gelmiştik, aç, biilaç göçeriz;
Neşter ithal, iğneyle kat küt ithal…

File örer, eve erzak taşırdık…
Gün geçtikçe, yolumuzu şaşırdık!
Ne zor işler vardı dağdan aşırdık!
Şimdi bir bak, tambur, kanun ut ithal…

Meyvelerin hep tatlısı olurdu…
Tüm halkımız ne ararsa bulurdu!
Kadim devlet, tarım nedir bilirdi!
Şimdi elma, armut ithal, dut ithal…

Bir söyleyin, kimde şimdi bu vebal?
Arı vardı, petek vardı, çoktu bal!
Haydi, şimdi birisini bulup al!
Şeker ithal, ekmek ithal, et ithal…

Seçmenler de ithal canım yurdumda!
Savaşçısı bile ithal ordumda!
Saf, saf gidip kadim halka sordum da;
“TÜRK’ÜM” gitmiş, yoldaki millet ithal…

İş arayıp, arzusundan cayan yok!
Çalışan yok, kazanan yok doyan yok!
Kanunu var, tüzüğü var, uyan yok!
Meclis ithal, zillet ve illet ithal…

Niye böyle olduk biraz düşünün?
Adaleti bile ithal kişinin…
Yerli - milli hayalinin düşünün;
Halkı ithal, göçmen milliyet ithal…

Karaman-2023/05
Halil Şakir Taşçıoğlu