Son Arzu
An geldi
Bir darağacının yanında celladımla birlikte ıslandım Ve de dinledim yağmurun sesini Gizli bir özne gibi durdum o darağacının yanında Teni paslı göçmen mevsimlerden sıyrılıyorum sandım Ki Başımı kaldırdığımda gördüm Gözlerim asılı kalmış ıslanmış urganda! Yoksul çocukluğumun top oynayan lastik ayakkabılarını giymek isterdim şimdi, Hangi rengi kuşanırsa kuşansın İsterdim kıçı yamalı pantolonlarımın paçalarından dökülen günlerimi Hayatımda ki bütün yüklemlerin ağırlığını Ve isterdim karda kalmış üşümüşlüğümün faili meçhul düşlerini Bu yağmurda terlemiş bir uğultu saplanıyor kulağıma Ömre bedel kılıç keskini avazımı uzatsın biri… Gücüm yetmiyor, Göğsümü delen gözleri ölümden güzel, gücüm yetmiyor Yet- mi- yor... Toplu katliamlar sarıyor her yanımı sanki Yırtık bir kağıdın üstünde kıymeti olmayan bir mürekkebim Satırların çıkmaz sokaklarında kaybolmuş bir noktayım şimdi! Unutulmuş bir cümle; Nasıl çıkarım ben bu yalnızlıktan Söyle nasıl koşarım dizlerinden vurulmuş kanayan kalbimle Tenime ter kadar yakın celladım Terimde teninin kaçıncı iklimi nefes alıyor Bu neyin sancısı sol kaburgamın üzerinde yürüdüğünü hissettiğim Keskin bir şeyler deliyor düşlerimi Sobelenmiş çocukluğum düşüyor usuma aniden Güldüğüm günlere inat Bak ağzım kurudu sevgilim N’olur koma beni böyle Sımsıcak adımlarla terlemiş dudaklarını uzat Uzat ki gökyüzü savrulsun saçlarından Dile gelsin rüzğâr tutsun avuçlarından Yüreğimin boşluğundan çivileri sökülsün bu gudubet yağmurlu gecelerin Dönsün yüzünü güzel günlere, Bir el dokunsun tenine ruhumun Korkularından arınsın uykularım Sabahlarıma mavi bir çocuk uyansın Demem o ki fermanım Yazı gelmemiş hiçbir kış beklemesin kapıda Nefesin kessin nefesimi öpüşünle idam edileyim Ölümüm senden bilinsin sallandırma beni darağacında Nisan/2018 Amed |
ölüme sevdiğinin kollarında istekle gidiş bu kadar güzel anlatılabilirdi ancak
Tepeden tırnağa şiire doyduk velhasıl
Şiir yazıyor şair ruhuyla içe işleyen hem de
dön dön oku seril şiirin ucuna
Tebrik ve saygım ile