Gönlümde
Kızgın sözlerle dağladığım ağır yara izleri
Gözlerimden taşan
Boşluğuma saplanan iki hırçın nehir,

Çalarsam kapıyı ansızın
Sakın açma
Ürkütülmenin kıyısında bütün dairler haindir…

Çünkü her seher vakti
Meçhul bir yolculuğa
Mahzenlerde şüpheli bir ölüm ile başlar hayat,

Ir kalır bizim oralarda ağır havalar
Ard arda
Deşilmiş derviş gövdeleri çarpar
Lanetlenmiş bir kavmin yüzüne

Korkuyla eğilir kimileri
Kimileri alnındaki riya izinden bilinir
Simsar dudakların ucuza kapattığı
Yurtsuzluk ve üşüme sarar zavallı bedenimi

Bakımsız sakallarımda seğirten mülteci bir teslimiyet
Ve sahip çıkılmamış şarkılardadır
Yiğitlik öykülerim…

Çöl hiçbir yerde sevimli değildir bu kadar
Çöl hiçbir yerde çöl değildir o kadar

İflah olmaz bir özlemle sarar gece içini
Dört yan karanlık bir maviye kesilir
Susuz bir ülkede herkes deniz
Herkes gibi kanımda humma ve dua
Boynumda ferman ve fetva
Kıldan inceyim ölüme karşı

Bilemedim kendimi
Hangi dilde bilseydim
Bilemedim seni,
Söyle,
Bilseydim
Kimi,
Hangi yüzle sevseydim…