Ne güzel. Nihavent Makamı da güzel. Birbirine uymuştur muhakkak. Siz şarkınızı dinlediniz mi bilemiyorum. Ancak ben otuz küsür yıl önce TRT repertuarına giren ilki Şedaraban, diğerleri Hüzzam şarkılarımı halen dinleyebilmiş değilim. TRT Kurumu bu haliyle o kadar çok besteci arkadaşı küstürmüştür ki; bu acıyla ölenleri dahi tanıyorum. Hele hele bir zamanlar yanına yaklaşmayı dahi hayalimizin dışında sandığımız bazı değerli isimlerin, geçmişte birgün İstanbul Radyosuna bir şarkımızın nota örneğini almak üzere geldiğimizde; bir şarkıcı hanımın peşinde, şarkısını okutabilmeyi temin için nasıl eyilip, bükülüp ezildiğini görmem, işin vahametini bana bizzat göstermişti.Zaten ondan sonra da beste çalışmaları yapmaktan vazgeçmiştim. Şimdilerde daha beter durumda olduğunu, Türk Musikisini ortadan kaldırma gayretlerinin aşikâre çıktığını görmemek zaten mümkün değil. Güzel Nihavent Makamının güzel Güftesi olan şiirinizi tebrik ediyor, sağlık dualarımla gözlerinizden öpüyorum. (Aksakal)

Yüzyıllar geçse de, unutmam asla
Maziye daldıkça, anarım hazla
Başını derdin hep, omzuma yasla
Dalarım geçmişli anlara güzel

Eski şiirler bir başka güzel oluyor hocam.
Harikaydı yine...
Tebrikler kaleminize ve güzel yürek sesinize...
Gönülden kutluyorum değerli üstadım...
Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...

Eyvallah üstad, bestelenecek bir şiirdi gerçekten..
hem ölçülü hem kafiyeli hem de ahengi ritmi yerinde okudukça okuyası geliyor insanın..
Tatlı bir su gibi içtikçe doyamassın ya aynen öyle ...
tebrik ediyorum yüreğin dert görmesin üstad...
selam ve saygılarla..