Gözlerim de sağanak içim de bir fırtına
Yine kış’ta ben kaldım yazı sana bıraktım
Yükledim yalnızlığı yüreğimin sırtına
Yanıma sabrı aldım nazı sana bıraktım


O güzel gözlerine yaş değsin istemedim
Gururun bu acıya baş eğsin istemedim
İnan ki ayağına taş değsin istemedim
Kalbim hüznü yontarken hazzı sana bıraktım


Mâşer de yeriz diye vuslatın meyvesini
Acılarla doldurdum gönlümün heybesi’ni
Budadım sevda adlı dalların gövdesini
Mutluluğu gör diye yüzü sana bıraktım


Vurup çıktım kapıyı hiç ardıma bakmadan
Bütün suçu üstlendim ona buna yıkmadan
Bir sana koştum oysa yorulmadan bıkmadan
Yokuş’lara yüz sürdüm düzü sana bıraktım


Gönlüm dayanamazdı keder’ine tasa’na
Mutluluk portresin de poz’u sana bıraktım
Aşkımın her ilkesi aykırıydı yasana
Beni yakıp yıkacak koz’u sana bıraktım


Yaralı yüreğime şimdi basan basana
Sır deyip sakladığım gizi sana bıraktım
Bir ayrılık şiiri yazıp koydum masana
Beni sildim içinden bizi sana bıraktım


Bıraktım ardım sıra seni olmamış gibi
Yüreğim kolların da açıp solmamış gibi
Ağlayan gözlerimin içi dolmamış gibi
Silmedim yanağımdan izi sana bıraktım


Yüreğim de bir lodos gözlerim de yağışla
Güz yangını ben oldum közü sana bıraktım
Nasıl veda edilir bilemedim bağışla
Suskunluğu ben giydim sözü sana bıraktım