9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1551
Okunma

yüzünün yitik izlerine çıktım
maskeler mezâtında,bu sabah taklitçiliğinde
deruni kadınlar aynalarına hapsolmuştu
ellerinde bakı’lar tutuşmuş çocuklar
teşhir çiçeklerine sokuluyordu
ceninlere dolanmış gurre fiyakalı
soytarının yakasındaki fiyonk
aynaları öpücüklere boğuyordu
bir yetim kem gözlerle bakardı
güne zerk etmiş ağuya
nehirlerin akışlarına doymayan
gece yorgunu dervişler
düalist parıltılar yoklardı cepkenliğinde
vahdet-i vücûd’dan baküs tavsiyeli
bir ay yuvarlandı yollarına
manastır bakireleri,sahile vurmuş
potkal’lar topluyordu
deniz kokulu şişelerde
sözler esarete küpe takmıştı
"deniz ırkı"nın altın kupasını sayıklıyordu
lucarno dilencileri
örenlerden baykuşlar gelirdi
kanatlarından kayıp yollar dökülürdü
dilencilerin sayıklamalarına
ve
zulamdaki iniltilerin
metal rakamlar dizdi/duyusal yollarıma
sürgün yemişe döndüm
haram yemiş gibi kaldın avuçlarımda
alıcısı çıkmadı kıyametlerin
yoldaşım oldu drama eskisi maskelerin
peşimdeki gül maskeli zehir
yollarım kayboldu sende
yollarım bir ömür gitmelerimde
"lucarno dilencisi"nden bir biçim
havası esti,öylesine..