14
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
627
Okunma

Ailenin ilk göz ağrısı iken insan hele ki aileye çok geç katılmış ilk çocuk olmanın hem güzelliğini hem zorluklarını yaşadım bir ömür ve yaramaz bir çocuk olduğum kadar yalnız da bir çocuktum ve oyunbaz ve işte o zamanın şartlarına göre oyun parkına gideceğime sözüm ona oyun bahçesi eve getirilmişti ve ben kısıtlı bir alanda bilfiil hapis oyun oynamanın tadını çıkarıyordum ta ki oyun bahçemin altını kırıp da oradan firar edip evi talan etmeye yol almışken.
Oysaki ben sadece bir çocuktum ve ufacık yaşımda dahi çok sevmeyi ilke edinmişken ve yalnızlığımın duvarlarını ta o günden beri kırmayı becerdim ve işte firari yolculuğum o gün bu gün devam etmekte
Ruhuna müptelayım gizemin bazense ayrık otu addedilen yaşlı ve yaslı yüreğim.
İklimlere meylettim dingindi doğam öncesinde
Esef etmeden kendimi sevdiğim de malum dünün güncesinde
İstifliydi oyuncaklarım ve oyun bahçem
Odanın ortasında
Ben ki babasının kınalı yapıncağı
Can simidi bebeklerim aklım ise firarda.
Çocuğum altı üstü
Tepindiğim oyun bahçem adeta devasa bir havuz
Yüreğimin, künyemin sabitlediği firarım
Dişe dokunur nasıl da çalınmış özgürlüğüm
Yorgun değil hem bedenim ve de duygularım
Aklım fikrim oyunda yalpaladığım kadar
İçimde kaçkın hayallerim ve hayali arkadaşlarım
Mizacımsa o günden belli
Öteki beriki yok hem yanımda
Yandaş bildiğim agu agu sözcükler
Ağasıyım evrenin ve çocukluğumun
Küçümen öyküler yazdığım habersiz
Havayı içime çektiğim kedersiz
Hem sisi de yok ruhumun
Sevdiğim çok sevdiğim oyun hamurum ve annem
İçtimada maaile
İsyanım devirirken yastıkları
Muadili olduğum yalnızlıksa adeta bir harabe
Düşüm ben bir düş
İçine düştüğüm o kısıtlı alan hali hazırda çağırdığım çağladığım
Ne hüzün güftem ne de derdim tasam
Karnım acıktığında yaygarayı bastığım
Yetmedi evdeki yastıkları camdan attığım
İçimde hare
İçimde coşku ve sevgi
İçtiğim su misali
Sular seller gibi yakardığım annem
Yeter ki tutup elimden
Çıkarsın beni sokağa ve o devasa parka tayin olsun bedenim
Ki iklimlerden yalnızlık sönüversin
Ki edindiğim arkadaşlarım da misafirliğe gelsin
Gün süzgün
Yürek çılgın
Çocuk neşem ta o günlerden miras
Hecelediğim ve ilk, baba, dediğim
Nazlısıyım babamın ve peşinde
Pişekâr sevinçlerim ve yaramaz varlığım
Nasıl da oyun ve hınzırlık peşinde
Ve işte ansızın
Ve işte günün birinde altını ayırdığım ayaklarından
Oyun parkımın
Ve ansızın açılan devasa bir pencere
Ve işte firardayım evin her köşesinde.
Demem o ki:
Kısıtlanan yüreğim o günlerden hatıra
Hep gözaltında göz hapsinde
Çocuk olsam ne ki ve de yetişkin
Aşkın inzivaya çekilmediği zamanlardan geliyorum
Aşk ile bağlandığım hayat ve oyuncaklarım
Bir o kadar hayatı oyun bildiğim
Her halükarda hayata ve insanlara sevdalı
Bir mahzense yaşadığım içinde
Bir mazlum yürekse esen rüzgâr tersten içime
İçmediğim sözcük mü kaldı?
Elimden nice oyuncak ve kitap
Ben ki aşkın ambarında bazen savsakladığım duyguların
Hızına ben dahi yetişemezken
Acıları değil sevinçleri yüklenmeli insan ezelden
Bir oyun parkı deyip de geçmeyin
Hala çocuk hala muzip
Bir sevda deyip de yok yere yeltenmeyin
İnsanın içinden gelmeli sevgi
Ve o gün bu gün sunulan kaderim altın tepside
Yasadığım yaşadığım iklimlerin nezdinde
Kaç bin yaşında olsam da dün gibi yaramazlıklarım
Mızıkçılık yaptığım arkadaşlarım
Ben değil mi ki sevmeyi sevdim
Ben ki iklimlerden devrildim
Ben ki…
Her halükarda ansızın firar edebilirim
Çünkü ben güneşim belki mehtap aşikâr Yıldız
Bazense bir çiçek ve ümmeti sevginin hâsıl olan ıssızlık
Sevecendir merhametli yüreğim
Sektiğim bir bir iklimden diğerine
Nazenin sevgim ve mealim
Hala da çocuk kalmak varmış kaderimde
5.0
100% (18)