Bil ki;
Ellerim uzanamadıysa ellerine
Kalem yanar, kağıt yanar
Yanar kelimeler yokluğun da
Cümle/ler yanmasın diye sayfalarca
Yakarım çokluğumu
Gelirsem;
Yüreğini sardığım yer’de, bin yürek yanar
Tırnaklarımla kanatırım alın yazımı
Yakılmamış şiirler’de kanarım umutlarımı
Ben yanarım!
Sen yanarsın!
Yanarız kendi
cehennemimiz’de..
Yanalım mı?
Yakalım mı?
Gidersem;
Yaprağını döker, iki minik kardelen
Papatyalar küser bana
Küser tüm renklerini
çiçekler
Döker dikenlerini
güller
Karanfiller unutur kokusunu
Soldururuz tüm açmaya yüz tutmuş tomurcukları.
Soldurmamak için çiçekleri
Küserim kendimi.
Unutursam;
Kâinat lânet yağdırır toprağıma
Filizler yeşeremeden kurur
Yağmurları yitirir damlacıklar
Bulutlar yolunu şaşırır
Güneş küser, saklar
gülüşünü..
Büker dudağını mahsun
yıldızlar
Küselim mi?
Küstürelim mi?
Seversek;
Belki mutlu olma şansımız olur
Hayata ilk kez umud dolu gözlerle bakabiliriz
Hiç yaşamadığımız duyguları tadabiliriz
Elele verip kaderimize çelme takabiliriz belki
Birlikde yaşlanmak ne güzel olurdu kim bilir
Hayalini kurmak bile hayal ki, yalnızca bir ihtimal
Peki ama nasıl?
Yaşatmak adına ölelim mi?
..............yoksa................
Yaşamak adına öldürelim mi?
03 Temmuz 2008 / 15; 20
Emine Genç