Ben mavi bir turnayım, yaslandığım dağım
Kardığım önüm
Hüznüme kefilim, hafız ve isyanı yüreğin
Miski amber kokuyordu oysa sevdiklerim
Sevecen bir iklimde yaşaran gözlerime
Mil çektiler
Yeşermeye başlayacaktım ki…

Hissikablelvuku aşkın hacmi
Ve sevgili ilham perim başımın tacı
Aşkı hibe ettiğim nesli yüreğin
İmla hatasıymışım meğer ben:
Gülden güle gün yüzü görmediğim
Ve akışkan bir nehrim ben
Nazını niyazına katık eden
Zemherilerde bile solmadan açan
Bir gülüm tabiri caizse
Aşkın hırkası sırtımda
Yüreğin enkazı kabirde
Aslı astarı olmayan hangi yalansa
Men ettiğim zalim ve iblisin gölgesinden kaçmak ne kelime?
Koruyan biri var maden beni ezelden

Maviden bir örtü üstümde uçuşan
Gıyabında yalnızlığın nice sitem havada yalnızlıkla tokuşan
Farkına dahi varamadığım hangi hüzünse
Çeşmemden akıyor gürül gürül
Varsın hemhal olduğum kadar
Hasbıhal ettiğim ömrün kordan çekmecesine
Saklanayım
Hazanın her gününde de yaklaşayım kışın cebbar yüzüne
Yâd edilesi nice güzellik nasıl ki saklı mazimde

Yarenim kalem, hafız
Ve senden dahi öte bir iklimdir yürek kadar pervasız
Varsın unutulayım pervazında göğün
Rabbime kavuşacağım günün telaşı ile yaşadığıma kadir kader
Esef değildir biriktirdiğim
Varsa yoksak kırgınlığım
Kanadım kadar yaralı mıdır sahi bir Allah’ın kulu

İman gücüme eşlik eden özlem ve hasreti
Yığdığım şu kabrim
Ölmeden kabir azabı çektiğim
Ektiğim her tohum
Edimlerde saklı tutuklu ruhum
Kan kusup kızılcık şerbeti içtiğimin ertesi
Restleştiğim hangi zalimse günahlarını üstüme püskürten
Nice kâfir gölge

Aşkla yürüdüğüm şu uzun dehlizde
Bir nebze de olsa gülmeyecek mi sahi yüzüm?
Yüz görümü nice acı
Yüz göz olmadan ahvalimle
Aykırı değilim ben
Ayan beyan devasa bir tül uçuşan yüreğin kanatlarında
Saklı kâh huşu kâh hüzün kâh özlem
Katık ettiğim varsa yoksa güne
Dünden öte ben sadece aitim Rabbime
Haiz olduğum şu tek zerremle…