3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
385
Okunma
Kimin kaderi kendi ellerinde ki,
bir de seçme şansı olsun?
Öyle bir şansımın olmamasına
ayrıyeten üzgünüm.
Kim istemezdi ki
varlıklı doğmayı,
hazıra konmayı,
her istediğini elde etmeyi,
dilediği gibi yaşamayı…
O zaman benim tercihlerim
böyle olmazdı belki,
ya da sen olur muydun
tercihlerimde?
Bilemem işte…
Şartlar değişir belki;
her şeyin çabucak değiştiği gibi.
Yıllar, mevsimler, şu insanlar…
Kim değişmedi ki?
“Değişemem” diyenler,
kim pişman olmadı ki?
Pişmanlığın alasını görenler,
dibe düşenler,
dipten çıkanlar,
tepeden bakanlar,
tepeye hayran kalanlar…
Belki ben de değişirim.
Bir gün yeniden severim,
mutlu da olabilirim.
Kim bilebilir ki…
Kısmet.
Ben buyum;
böyle yaratılmışım.
Bildiğin, gördüğün gibiyim.
Aksini iddia etmedim.
Seveceksen beni,
böyle sev:
suçlamadan,
kıyaslamadan…
Ben karın tokluğundan çok
yüreğimin tokluğunu seçerim.
Senin yapamadığın gibi.
Zenginlik boynuma tasma olacaksa,
sefaletin kölesi olurum onuruma.
Senin olmadığı gibi
düşüncelerimi, kimliğimi, benliğimi
dünya malına değişemem.
Bugün varız, yarın yokuz.
Bana bir ben lazım;
bir ben!
Yalnızız,
kimseler olmayacak yanımızda.
Değişemem sana…
Hani sevmek vardı,
şimdiki gibi olmayan.
Sadece sevmek vardı;
parasız, pulsuz olan.
Şimdi paran kadar seviliyorsun,
her zaman…
Paran varsa her şeyin var,
sen bile.
Ömür billah çalışıp
satın alınacaksa insan,
gözümde süslü bir eşyadır artık;
değersiz, kıymetsiz
bir dünya malı işte…
Cana geleceğine,
mala gelsin demişler ya…
Ne güzel demişler.
5.0
100% (6)