3
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
1081
Okunma
o sabah
kaç sabah birikintisiyle yüzüme topladın günahlarını
ayışığından çalıp beni kalbinin sahralarına
ıssız şehrin hücrelerine kara bulutları indirdin
sahiller uyuyordu ve tüm insanlar
kalın kitaplarım
ensesine kuş ve deniz ilişmiş
kar fidanlarım
bu şiir eksik
ruhun alınterinde aylak sancılar
bulut kıvamı erime
-maviye asılan adam ölüyordu-
şimdi sen
sessiz vedanı kimseye uyandırmadan
sarı duvarlara soğuk geçmişini iliştirip gittin
gittiğin yerde bittin
adres değiştirdi ölüm korkusu izlerin
beyaz aynalarda güzelliğim bozulmasın diye
bütün çizgilerini bozdu yağmurlarım
bu şiir eksik
bir kaç taze çiçek ölüsü
ve asılışı parantezlerin
narında eflatun ışık
aldatılan bir ütopya alnımın kırışığı
geride bıraktığın yalnızlığın ırzına geçti gün
ve birazdan sana dönecek suretin
güneşin gölgesinde sallanmakta gece
perde kapanmakta
bu son oyun
son şafak
hatta son ışık
uçabilirsen uç
seni bütün boşluklarım tanır
-gökyüzünden bakışlarımı çektim-
umut kalbimi çeliyorken ayaklandırma aklımı
ben gizli bir kıvılcım göğünden uzak
var git yoluna
maviden süzdüm karanlığı
yokluğu öldüresiye dövdüm
sabaha yakın bir vakit gelsen de
uykum tanımaz seni
ağzımda dünyanın salyası
masum bilinmezliğin öteki yüzü
var git
siyah dalgınlıklarla hayata sus
....
5.0
100% (15)