9
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1098
Okunma

açtım gözümü
dünya denen
uygarlığa.
uzun yoldan
geldim
zahmet çektim
dayanamadım
başladım
ağlamaya..
sıcak bir kucak
sardı beni
şefkatli ,sevi
sıcaklığıyla.
kulağımı şahit
tuttu ,özümü
toprakla .
konuşmaya
başladım yaradanın
adıyla.
belleğimde her
zaman
iyilikle yoğurdu
anam
azar azar ..
yürüdüm dünya denen
gurbetin
yollarında.
çocukluk
özüm ,gün geçtikçe
durmadan
çağlar...
dünya denen
engebeli
yollarda,
düştükçe
sevdiklerim koşar ,
tutar kaldırır ayağa...
aklın kesti dediğinde
anam,
kalbimde onulmaz
yaralarım artar.
büyümek istemedim
aslında.
ömür denen tozlu
sayfalarda .
bitmek bilmeyen
insanların
benlik kavgalarında.
gözlerimi kapadım.
kulaklarımı kendin bilmez
sözlere
tıkadım.
özümü hira denen
yere kilitledim
kapattım .
çirkinliklere şahit
olmasın
o mavi gözlü çocuk ,
beslenmesin
nefret tarlasında
zorlandım
yapamadım.
okudum ,
önce kendimi ,
sevdiklerimi ,
beşer denen hiçliği.
kâinatı okudum ,tefekkür
ettim ,
ama insan sisliydi,
kibr evindeydi.
lâhzada haman oluyordu
bazen zulümde
firavun
onu kovalıyordu.
mülk , şan,bende diyenler ,
karunla kolkola
yürüyor,
koşuyor,
benliği, özü,riyakar,inkar
alameti
taşıyordu .
geldim işte
gidiyorum.
kalbimin üzerinde
gönüle dokun yazıyordu.
sol yanım
vakitli
vakitsiz
sancıyordu.
merhamet denen
insanda eriyordu.
zaman ömrümüzden
çalıyordu .
hırs,incitme,kibir ,
gurur
bizi hep yıkıyordu..
silkenelim ,
vermeyelim iyilik
anahtarını
kötülüğe..
artık yaklaşıyor
insan ebedi o sevgiliye ....
Meryem Karapınar
5.0
100% (18)