16
Yorum
44
Beğeni
0,0
Puan
468
Okunma

uzaklaşamam sokağımdan
kırık ayaklarıyla bana bakar
alt kat pencerem
bir yumru gelir boğazıma yerleşir
hâdi saklambaç oynayalım der gülümsemeye çalışarak
çocuk sevgilim
gecenin ayazına karşı
acı patlıcanı kırağı çalmaz
Van Gogh sarısından daha acı sarılar giyinirim
güneş yüzüme yakışır
bugün konuşamadıklarımla sancılı
acılar doğurur beni
akşamın hüzünleri Ahmet Haşim’den
sularda görünmez kamış gölgesi
uzar geceler
her hüzünde büyütürüm sevgini
her adımına bir keder eklediğinde aşkın
karanlık gecelerde mum yakarım
yoksul düşlerim ısınır
görür müsün bilmem
bir teselli ararsın Gencebay’dan
babana yüklersin sancılı havaları
küçücük bir çocuksun hâlâ
parmağından bilye kaydıran
camii minaresine asılır kocaman bir ay
önde kavak ağaçları balkonda ben
uzasın isterim seni düşündüğüm geceler
çeker sündürürüm iki ucundan
bir sergi gibi yayarım
sensiz günlere
kaç kez açıp solar yeni yıl çiçeği
kaç kez dilim damağıma yapışır
sana susamaktan
kulağımda çınlar uzaklardan Selda’nın sesi
- şu garip halimden bilen işveli Nazlı’m
neredesin sen?
nerdesin?
nerde?
04. 02. 2013 / Nazik Gülenay