Ey gönül ses etme sen de benim gibi yangınlar-dasın
Ey Can! Tenine Ruh’um değdi..
Bu kaçıncı gidiş
Bu kaçıncı yol..

Ufuklar, yıldızlar ah Gökler beni anbean San’a getiriyor..
Farkında mısın...
Bir derya var biliyorum....
Yakınım yanı başımda...
Yürüyorum...
Ve bu tüm yollar San’a çıkıyor Can...

Sen’de bilmediğim ülkelerin heyecanı
keşfedilmeyi bekleyen bir vatan belki..
Kahramanları destansı..
Yürek Tac’ım...
Bir yük, bin hüzün, bin umut aynı yolda..

Bir sunu var.
bir pazar...
nasıl da bekliyorlar
Bir bir belki de bir çok..
Lime lime götürüleceğim...
Bu eski bir pazar pahası az..
Farkında mısın..

Ey ufkun ve göğün çocuğu...
Sen daha dün var’lık ve yok’luk perdesinin arasındayken
yanındaydım..
Gözlerine doğdum..
Ruh’um Anka misali türedi yüreğinde Sen’in..

Şimdi tüm dünya’lar olmuş’lar aynı an’ da
Söylüyor kadim Ezgi’yi..
Gökler ve arasındakiler ve bir uçtan bir uca
alemin tüm dünya’larına yağan benim..
Farkında mısın...

Ne denir elden gelmeyince
yapılacak bir şey olmayınca..
Alemin en çılgın belki çıldırmış Ruh’u..
Gelip durmuşum şimdi kapına
Kaç çöl geçtim kaç diş verdim..
Ve aç biilaç kapındayım..

Elini Ruh’uma uzatmayacak mısın..
Ey Can...