1
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2463
Okunma

O ellerimi uzatsam yemyeşil yapraklarına pespembe çiçeklerine dokunabileceğim mis gibi kokan manolya ağacımdı benim.
Ve bir sabah, kuşların acı çığlıkları ile uyandım. Çünkü kırılası ellerinde kocaman hızarlarıyla yürekleri paslanmış kötü adamlar onu kesmeye gelmişlerdi. Binanın ön cephesi boyanacakmış, iskele yanaşmıyormuş bahanesiyle...
Bağırdım dinlemediler, çağırdım sesim tükendi... O gece çok yağmur yağdı şehre, ne yapsam ne etsem uyuyamadım. Sabahın en erken saatlerinde toplanıp konser veren minnacık melodi kuşlarım, günaydınlarım olmayacaktı artık...
Fotoğraflar ve kısacık şiir o naşad gece ve yağmur içen suskun şehirden.
...
Ağaçları dallarından kestiler yine
Kuşlar çekildi erkenden
Hilâli bir yalnızlık sinmiş bu şehre
Ölü ışıklar batıyor gözlerime
İçimde duvar sessizliği...
Kalbimi açıkta unuttuğumdan beri
Tarifsiz bir sancı ekleşti sol koluma
Uykumu bölecek habersiz bir yağmur
Kuşlar dönmeyecek
Acı dinmeyecek biliyorum
Bulutlar gece rengi...
Hilmi Yazgı